top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdem Aman Shibu

Türkiye-Sudan Arasındaki İlişkiler

Giriş


Tarihsel olarak, Türkiye-Sudan ilişkisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1820-1885 yılları arasındaki 19. yüzyıldaki döneminden beri devam etmektedir. Osmanlı döneminde Mısır valisi, Sudan'ı da yönetmektedir. Modern zamanlarda her iki ülke arasındaki ilişkiler, 1956'dan bu yana Sudan'ın bağımsızlığının tanınmasıyla derin bir şekilde kök salmıştır. Türkiye'nin ilk Büyükelçiliği Hartum'da faaliyete başlamıştır. Ayrıca, her iki ülkenin ortaklıkları ideolojik, dini, kültürel, tarihi, siyasi ve ekonomik boyutları içermekte olup çok boyutludur. Türkiye-Sudan ilişkileri, özellikle 2005 yılından sonra Türkiye'nin dış politikaya dayalı olarak Afrika ve Orta Doğu'ya açılma stratejisine bağlı olarak verimli bir hal almıştır. Dolayısıyla Sudan, coğrafi ve jeopolitik konumu nedeniyle işbirliği, koordinasyon ve bölgeye erişim dahil olmak üzere kilit stratejiler için önemli Afrika ülkelerinden biri olarak değerlendirilmektedir.



Sudan'ın nüfusu 45,6 milyon olarak tahmin edilmektedir. Sudan'ın başkenti Hartum olup, güneyde Güney Sudan, güneybatıda Orta Afrika Cumhuriyeti, batıda Çad, kuzeybatıda Libya, kuzeyde Mısır, güneydoğuda Etiyopya, doğuda Eritre ile komşudur. Dünya arenasında hızla değişen jeopolitiğe bağlı olarak Türkiye de yirmi yıldır stratejik olarak Afrika ve Ortadoğu'ya yönelmektedir.



Ticaret ve Yatırım Fırsatları

Sudan, çeşitli nedenlerle onlarca yıldır siyasi dalgalanma ve sosyal, ekonomik ve siyasi zorluklar içinde yürümüştür. Bu nedenle, Sudan'ın mevcut ekonomik görünümü henüz kulağa iyi gelmemektedir.


Sivil liderliğindeki hükümetin, ordunun yardımıyla iktidarı ele geçirmesine rağmen, ekonomik kriz devam etmiş ve 2022 dünya ekonomik özgürlüğü endeks raporu, 32.0 skorunu ortaya koymuştur. Sonuç olarak, bu ekonomik özgürlük raporunda Sudan, 47 Sahra Altı Afrika ülkesi arasında 47. sırada yer alırken, dünya sahnesinde de 174. sırada yer almıştır. Sahra Altı Afrika bölgesel sıralamasında ise Mauritius 1., Cabo Verde 2., Botsvana 3., Fildişi Sahili 4. ve Seyşeller 5. sırada yer almakta olup puanları sırasıyla 70.9, 66.7, 64.8, 61.6, ve 61.1’dır. Öte yandan, son beş ülkenin ekonomik özgürlük puanlarına göre; Orta Afrika Cumhuriyeti 45,7 ile 43., Eritre 39,7 ile 44., Burundi 39,4 ile 45., Zimbabwe 33,1 ile 46. sırada yer almaktadır. Şimdiye kadar Sudan hükümeti ve Sudan halkı, onlarca yıldır devam eden bir iç savaşı ve iç anlaşmazlığı sona erdirmek, ülkelerini kurtarmak ve genel olarak yeni nesli korumak için geçmiş krizlerden ders alabilir.



Sudan, doğal kaynaklar açısından zengin (petrol) bir ülkedir. World-odometer raporuna göre, Sudan'ın petrol rezervleri dünya genelinde günde 5 milyon varil ile 23., petrol üretiminde 48. ve petrol tüketiminde 68. sırada yer almaktadır. Bu nedenle Sudan, 2020 yılında 317 milyon dolarlık ham petrol ihraç ederek dünyada 53. olmuştur. Sudan'dan en çok ithalat yapan ülkeler sırasıyla 81,7 milyon dolarla Hindistan, 75 milyon dolarla ABD, 69,4 milyon dolarla İtalya, 51,6 milyon dolarla Çin ve 39,7 milyon dolarla Endonezya’dır.


Günümüz Türkiye-Sudan ilişkileri, stratejik anlaşmalar, üst düzey diplomatların ziyaretleri sayesinde güçlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24-26 Aralık 2017 tarihlerinde Sudan'ı ziyareti sırasında imzalanan anlaşmalar, iki ülke arasında çeşitli iş birliği ve yatırım anlaşmalarını içeren 12 muhtelif Mutabakat Zaptı ve protokolden oluşmaktadır. Her iki ülke arasındaki ticaret hacmi, çelik, çimento, deri ürünleri, ev aletleri ve çeşitli makineler gibi imalat malları ithalat ve ihracatını içeren 2020 yılında 480 milyon dolara ulaştı.



Türkiye, kıta ticaret büyüklüğünü 2020 yılında 25,3 milyar dolara çıkarmayı planlamaktadır. Ayrıca, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) 2014 yılında yeni yatırım projelerine olanak sağlamak amacıyla Sudan'da ofis açmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin dev bankası Ziraat Bankası da iki ülke arasında ihracat işlem kolaylığı sağlamak ve ithalatı desteklemek amacıyla 2020 yılında Sudan'da şube açmıştır.


Siyasi Kriz ve Güvenlik Sorunları

Geride bıraktığımız on yıllarda Türkiye, hem küresel arenada hem de Afrika'ya yönelik stratejik politikanın açılması açısından kilit bir rol üstlenirken, Sudan da Sevakin Adası gibi karşılıklı çıkara yönelik stratejik ortaklığı olan ülkelerden biridir. Sudan, Nil nehri havzası ülkesidir ve doğuda Kızıldeniz'i de kapsar.



Aralık 2022'de yayınlanan bir BM raporuna göre Sudan, on yıllık iç savaş nedeniyle uzun bir süre siyasi olarak istikrarlı değildir. Özellikle Sudan-Darfur çatışmasında yüzbinlerce insanın yerinden edildiği ve onda binlerce insanın öldüğü tahmin edilmektedir. 2019'da protesto ve çatışma nedeniyle gerçekleştirilen rejim değişikliğinin ardından, Sudan ordusu ile sivil toplum arasında istikrar ve güvenlik için BM yüksek komisyonunun gözetiminde barışı tesis etmeye yönelik yeni anlaşmanın siyasi ve ekonomik güvenlik süreci son aşamasına gelmiştir. Sonuç olarak AA, 8 Ocak 2023'te Ankara'nın Sudan'daki iç çatışmayı sona erdirmek ve Sudan'daki siyasi süreci istikrara kavuşturmak için son aşamaya katılmak üzere ilerlediğini bildirmiştir.



Sudan anlaşmazlığının sadece iç problemlerden ibaret değildir, nitekim aynı zamanda Etiyopya-Sudan sınırıyla çatışan uluslararası bir sınırı da “el-Fashaga” bölgesinde bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede barış ve güvenliğin jeopolitik istikrar için de önemine vurgu yaparak Etiyopya ile Sudan arasındaki ihtilafta arabuluculuk teklifinde bulunmuştur.


Türkiye-Sudan arasındaki temel stratejik ilişki, ortak bir askeri faaliyet anlaşmasının savunma planlarını içermektedir. Türkiye'nin Sudan'ın ötesindeki bölgede Kızıldeniz'de bir deniz üssü kurma konusunda derin bir yönelimi vardır, oysa aynı zamanda bölgede onlarca yılı aşkın süredir Somali'de de bir askeri üssü bulunmaktadır. Bu bağlamda Ankara, 21. yüzyılda Kızıldeniz'de yeni ortaya çıkan kilit güç aktörlerinden biri ve aynı zamanda Afrika'nın bir boynuzu olarak değerlendirilmektedir.



Sonuç ve Açıklamalar

Sudan'da siyasi şiddeti ve ekonomik olduğu kadar insani krizi de canlandırmak için bazı grupların hakimiyeti veya askeri tekel, gerçek bir demokratik devlet inşası açısından kabul edilemez bir durum olarak değerlendirilmektedir. Sudan'da kapsayıcı demokrasiyi gerçekleştirmek için şimdiye kadar kapsamlı reformların benimsenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, şiddeti azaltmak ve siyasi krizi azaltmak ve genel olarak barış, güvenlik ve istikrar için elverişli bir ortam oluşturmak için yapıcı bir reform biçimi takdir edilmektedir.


Türkiye'nin Afrika'ya, özellikle Sudan'a ve Afrika boynuzuna yönelik stratejik dış politikasının, sosyoekonomik, coğrafi ve jeopolitik sorunlar doğrultusunda bölgesel temel konuların iyi anlaşılması beklenmelidir. Bu bağlamda, bölgedeki Ar-Ge çalışmaları; boynuz-Afrika'nın her bir ülkesine yönelik dış politika stratejisini, iç ve dış meselelere dayalı ve stratejik politika ve diplomasi ilişkilerine uygun olarak gözden geçirmek için geliştirilmiştir.


Sonuç olarak Sudanlılar, Türkiye'nin barışı ve güvenliğini koruma stratejisinden ve enflasyonla mücadele etmek için yatırımı teşvik etme, daha fazla üretim, ihracatı artırımı, yüksek istihdamı ve düşük faizi ön planda tutan yeni ekonomik modellerden iyi bir ders almaktadır.



Referanslar;




35 görüntüleme
bottom of page