top of page
  • Yazarın fotoğrafıAlioune Aboutalib Lô

Bülten | Afrika: Engelsiz Bir Gençliğin Devrimi

“Eşit eğitimle gerçek galip gelir. Kendinizi eğitin, sonuna kadar bilimle donatın ve kültürel mirasınıza sahip çıkın.”

Senegalli bilim insanı Professor Cheik Anta Diop


Avrupa-merkezcilik karşısında entelektüel bir yükseltme sorunu, 1960'lardan günümüze, her şeyden önce Afrikalı nesillerin en büyük mücadelesi olmuştur. Bugün bazı adımlar atıldığı ve boşluğun daraldığı söylenebilir. Nitekim Afrika halkı artık, sadece kendi zamanlarının zorluklarını anlamak için değil, aynı zamanda onu aşağılamaya devam eden Batı mantığına eşit olarak karşı çıkmak için kendilerini giderek daha fazla güveniyorlar. Bilimin evrenselliği ve bilgiye sınırsız erişim, her şeyden önce Afrika insanını uyandırmaya katkıda bulunmuştur.


Esas zorluk; dünyayı ve zorluklarını kendi gözünden okumak, ekonomisini ve politikasını kendi gözünden yorumlamak, kültürel mirasını Nkwame Nkrumah'ın “African personality” istediği gibi tamamen kendine mal etmekti. Ancak bugün, Afrikalıların bilime sahip çıkması için bilimin artık “beyaz görünmesi” gerekmiyor. Afrika'daki sömürgeci Batılı güçlerin hegemonyasının sarsılmasının temelinde bu paradigma kayması yatmaktadır. Batı ile olan paternalist ve dengesiz ilişkinin sorgulanması, kendi tarihinin unsurlarını öğrenmiş ve çekingen olmayan bir gencin her zamankinden daha fazla ilgi odağı olmuştur. Jeopolitik düzeyde bu, Afrika'nın başka göklere, diğer ortaklara ve hepsinden önemlisi, küreselleşmiş bir dünyada büyüyen bir özgüvene sahip olmasıyla gerçekleşir. Bu makale ilk olarak, tarihinin ve zamanının zorluklarının farkında olan ve çekingen olmayan Afrikalı gençliğini etkileyen durumları ve bu gençliğin gerçeklerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bunun ardından, bu yeni sosyal paradigmanın jeopolitik üzerindeki etkisini Afrika üzerinden incelenecektir.



Engelsiz Afrikalı Genç


Cheikh Anta Diop'un, Leopold Sédar Senghor yönetimindeki "negritude" çalışmalarının ve Nkwameh Nkrumah ve Thomas Sankara'nın pan-Afrikacı eserlerinin ortak bir noktası bulunmaktadır: Siyah Adam'ın kültürel ve farklı meşruiyetini yeniden sağlamak ve diğer ırklarla aynı şekilde insanlıktaki yerini geri almak. Bu durum; kişinin kendine, tarihine ve aynı zamanda potansiyeline saygı duymasını gerektirmektedir. Nkrumah'ın Afrika birliği dileğinin gerçekleşmesinden uzak olunduğu kabul edilmekle beraber, Afrika kıtasının potansiyeli ve neslimizin karşılaştığı zorluklar hakkında artmakta olan bir farklılık olduğu söylenebilir.


Batı okulu kıtaya hükmetmekte olsa da misyonu olan Avrupa merkezli vizyonunun asimilasyonu ve teşviki giderek çökmektedir. Günümüzde bilginin referansı artık sadece Batı olarak görülmemektedir. Afrikalı insan, artık dünyayı yalnızca Batı'nın gözlükleriyle görmemektedir. Teknolojinin ve seyahatin liberalleşmesi, Afrikalıların her türlü bilime erişmesine izin veren bir ortamın inşasını tamamlamıştır. Özellikle büyüklerinin eserleriyle ve hatta daha fazlasıyla yeniden bağlantı kurmak, onları toplumuyla olan ilişkilerinde ve zamanının meselelerinde kullanmak Afrikalılar için önemlidir. Bugün pan-Afrikanist çalışmalar ve sömürgecilik karşıtı söylemler yeniden yüzeye çıkmaktadır. Örneğin, Afrikalı ve diaspora gençleri Thomas Sankara, Nkwame Nkrumah, Patrice Lumumba ve hatta Sekou Touré'nin sömürgecilik karşıtı söylemini ve siyasetini giderek daha fazla sahiplenmektedir. Hatta gençler, tarihte daha da geriye giderek Malcolm X ve Marcus Garvey’in görüşlerini de öğrenmektedirler. Bu kişilerin görüşleri ve konuşmaları bugün sadece gençliğin düşüncesinin referans noktası olmakla beraber, şimdiye dek geçerli olan tek düşünce olan beyaz düşünce mitini yıkmaktadır.


İkincisi, yeni sömürgeciliğe karşı ve özgürlük için mücadele etmek için çağının imkanlarını kullanan eğitimli bir gençlikle karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Senegalli Profesör Abdoulaye Bathily, "Gördüğüm bu gençlik çağının imkanlarıyla savaşmalı. Özgürlük tutkusu her birimizin içinde yaşar. Özgürlük tutkusunu her gençte görüyorum." diyerek bu konuya değinmiştir. Özgürlük ve egemenlik mücadelesi, sosyal ağlar aracılığıyla kıtaya yayılmıştır. Örneğin Kemi Seba ve Nathalie Yamb, sosyal ağlar üzerinde çeşitli bölgelerden oluşan bir Afrikalılar topluluğu inşa ederek, sınır ötesi bir izleyici kitlesiyle sömürgecilik karşıtı ve pan-Afrikacı mücadelenin yeni yüzleri haline gelmiştir. Sınırların katılığını bozan bu ağ sayesinde farkındalık kıtaya bir yağ lekesi gibi yayılmaktadır. Dijital teknoloji, Avrupa'da ve Amerika'da neler yapıldığını görmemizi ve Afrika gerçekleriyle karşılaştırmamızı sağlamaktadır. Demokratik standartlar, egemenlik ve özgürlük kavramları üzerine düşünen genç Afrikalı, kendisini Afrika’nın dışındaki genç ile aynı seviyeye koyarak kendisi ve gelecek nesiller için aynı çiçeklenmeyi dilemektedir.


Son olarak, Afrika gençliği her şeyden önce kendi kültürüne ve tarihine sahip çıkmaktadır. Bugün, Afrika kıyafetleri giderek daha popüler hale gelmektedir. Bağımsızlık sonrası dönemde Batılı kıyafetin hala referans olduğu dönemin aksine, Batılı kıyafet terk edilmektedir. Bu doğrultuda “consommer local” (Yerel tüketim) kavramı giderek daha fazla rağbet görmektedir. Gençler bu gibi konularda utanmayı bırakmıştır. Bir zamanlar sömürgecilerin anlatıları tarafından yerli bir kültür olarak resmedilen Afrika kültürünün bu utancı, artık yeni-sömürgecilik ticaretinin hissesi olamamaktadır. Afrika gençliği bu entelektüel labirentten çıkarak mirasına sahip çıkmaktadır. Bugün, eğitimli Afrika gençliği, kendi potansiyelinin ve yeni-sömürgeciliğin tehlikelerinin farkındadır. Bu yeni zihniyet, özellikle Afrika'nın dünyaya verdiği jeopolitik okumada mevcuttur. Batı ile ilişki bu çerçevede özenle sorgulanmalıdır.



Afrika'dan görülen jeopolitik ve yeni nesil


Yeni Afrika gençliğinin daha kararlı, güncel olayların ve gerçeklerinin daha farkında, kamu işlerine özgü sorularda daha keskin olduğu söylenebilir. Ancak bu farkındalık en çok “FranAfrique” tartışmasında ve Afrika-Avrupa ilişkilerinin sorgulanma biçiminde göze çarpmaktadır. Afrika ve dünyanın geri kalanının tarihini karakterize eden sömürücü ilişkiyi ortaya çıkarmak söz konusu olduğunda, Fransa ilk sırada yer almaktadır. Frangı CFA ve Aslan Sözleşmesi konuları, özellikle Batı Afrika'da en çok tartışılan konulardır. Bu yeni paradigma, siyasi kararlar düzeyinde de hissedilmeye başlamıştır. Mali bu konudaki örneklerin başında gelmektedir. Assimi Goita'nın gelişinden bu yana, Mali'nin egemenliği kavramı, ülkeyi etkileyen konularda hep öne sürülmüştür. Son zamanlarda diplomatik kopuş ve Fransa'nın MINUSMA misyonundan çekilmesi, Afrika halkları arasında Fransa tarafından gayri meşru olarak algılanan askeri rejime karşı bir sempati duygusu yaratmıştır. Bununla beraber, Senegal'de Macky Sall rejiminin en büyük rakibi Ousmane Sonko, sömürgecilik karşıtı ve egemenlikçi söylemiyle daha fazla popülerlik kazanmıştır. Bu yeni paradigma, Afrika'nın olası ortaklarının algılanmasında özellikle belirgin bir rol oynayacaktır.


Kıtanın Batılı ülkelerle tarihsel bağlantıları bulunmaktadır ancak bu ülkeler, Afrika'nın yoksullaşmasında büyük rol oynamaktadır. Kaynakların sömürülmesi, otoriter sürüklenmelerin sessizliği, anayasaya aykırı olmasına rağmen üçüncü bir manda isteyen bazı başkanlara destek ve dahil olunan darbeler kıtadaki Batı ülkelerinin imajını zedelemiştir. Neticede ise yeni nesil, gözlerini Avrupa’dan başka noktalara çevirmektedir. Çin, Rusya, Türkiye ve Hindistan gibi örnekler yeni Afrika neslinin bir kazan-kazan ortaklığı beklediği alternatifler haline gelmektedir. Afrika ülkelerinin Batı ile kurduğu ataerkil ve madun bir ilişkiden oluşan ırksal aşağılık yelpazesi, sözde Batılı olmayan güçlerle önlenebilir görünmektedir. Ukrayna'daki kriz bu duruma iyi bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir zamanlar Birleşmiş Milletler'de Batı lehine "körü körüne" oy veren birkaç Afrika ülkesi, bu kez Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınamaktan kaçınmıştır. Çünkü mesele artık Batı'yı desteklemek değil, her şeyden önce Afrika'nın eski sömürgeci güçlerle bildiğinden daha avantajlı olan yeni siyasi-ekonomik ilişkileri ipotek etmemek hâline gelmiştir. Bugün Afrika ülkeleri ortaklıklarını çeşitlendirmektedir. Nitekim, Rusya ile olan bağlar bu durumu göstermektedir. Putin'in ülkesi kıtada hem askeri hem de ekonomik olarak daha fazla yer edinmektedir. Tarihe dönüş, Afrika bağımsızlık hareketlerini desteklediği için Moskova ile bu yeniden bağlantıyı da haklı çıkarmaktadır.


Yeni ve çekingenliğini üzerinden atan Afrikalı gençler artık her yerde karşımıza çıkmakta. Bu doğrultuda Afrika’nın tarihini yeniden gözden geçirmeyi ve büyüklerin istediği gibi kültürünü yeniden sahiplenmeyi başardığı söylenebilir. Bugün Afrika dünyaya Batı'nın değil kendi gözleriyle bakmakta. Bu doğrultuda Afrika, Batı'nın anlattığı şekilde değil, kendi tarihine kendi atıfta bulunuyor. Yeni-sömürgeciliğe karşı bariyer her zamankinden daha katı ve daha güçlü ancak bunun siyasi otoritelere tercüme edilmesi gerekmektedir. Komplekssiz bir gençliğin devrimi yolda ve bu gençlik gözünü kırpmadan dünyanın geri kalanının yüzüne bakıyor.


Referanslar;

“«Cette jeunesse se battra avec les moyens et armes de son époque» (Abdoulaye BATHILY) – LAQUESTION.INFO.” Accessed July 26, 2022. https://www.laquestion.info/cette-jeunesse-se-battra-avec-les-moyens-e t-armes-de-son-epoque-abdoulaye-bathily/.


Nanga, Jean. “Kwame Nkrumah et la lutte de classe: «African personality», consciencisme et panafricanisme dans le capitalisme – Partie I.” CADTM, July 26, 2022. https://www.cadtm.org/Kwame-Nkrumah-et-la-lutte-de-classe-African-p ersonality-consciencisme-et


SANDOUNO, Farafín. “PANAFRICANISME D’HIER ET AUJOURD’HUI.” Nofi Media (blog), April 11, 2022. https://www.nofi.media/2022/04/panafricanisme-hier-et-aujourdhui/79 509.


“UNESCO - La Charte du Mandén, proclamée à Kouroukan Fouga.” Accessed July 26, 2022. https://ich.unesco.org/fr/RL/la-charte-du-mandn-proclame-kouroukan-f ouga-00290.

8 görüntüleme
bottom of page