top of page
  • Koche Adam Mahamat Ali

Bölgesel İstikrarsızlık ve Diplomatik Kriz Arasında Çad

Giriş

Tchad, Afrika'nın kalbinde bulunan bir ülke olarak, bölgesel istikrarsızlık ve diplomatik krizle ilgili karmaşık ve birbirine bağlı zorluklarla karşı karşıyadır. Bu kara içerisinde yer alan ülke, çatışma ve çöküşün etkilediği kırılgan komşularla çevrili olması nedeniyle kendi iç istikrarı üzerinde doğrudan etkilere sahiptir. Ayrıca, Tchad, bazı komşuları ve diğer bölgesel aktörlerle diplomatik gerilimlerle karşı karşıyadır. Bu durum, Tchad için önemli zorluklar sunmakta olup güvenliğini, ekonomik kalkınmasını ve uluslararası ilişkilerini etkilemektedir. Bu derinlemesine analizde, Tchad'ın karşı karşıya olduğu bu çifte sorunun nedenlerini ve sonuçlarını inceleyerek Tchad'ın karşılaştığı temel meseleleri vurgulayacağız. Tchad, süregelen bölgesel istikrarsızlıkla karakterize edilen bir bölgede yer almaktadır. Sudan, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijer gibi komşu ülkeler, silahlı çatışmalar, etnik ve dini gerilimler ile isyancı hareketlerden etkilenmiştir. Bu bölgesel krizler, Tchad'ı doğrudan etkilemekte ve bu ülkelerle sınırları geçirgen olan bir durumu paylaşmaktadır. İsyan grupları, silah kaçakçıları ve suç çeteleri, bu çatışma bölgelerinden yararlanarak sınır ötesinde faaliyet göstermekte ve Tchad'ın iç güvenliğini tehdit etmektedir. Bu bölgesel istikrarsızlık, şiddet, büyük göç hareketleri ve güvensizlik kısır döngüsünü beslemekte, aşırılıkçı grupların ortaya çıkması ve çatışmaların sürmesi için uygun bir ortam yaratmaktadır.



Bölgesel istikrarsızlığın yanı sıra, Tchad bazı komşuları ve diğer bölgesel aktörlerle diplomatik krizlerle karşı karşıyadır. Politik rekabetler, toprak anlaşmazlıkları, ekonomik anlaşmazlıklar ve etnik gerilimler, diplomatik çatışmalara ve uluslararası ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Libya ve Sudan ile özellikle sınır anlaşmazlıkları, Tchad için sürekli bir sürtüşme ve gerilim kaynağı olmuştur. Doğal kaynakların kontrolü ve ticaret yolları gibi ekonomik çıkarlar da ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilerin bozulmasına katkıda bulunabilir.


Çalkantılı bir Geçiş

İki yıl önce Çad'ın trajik bir şekilde Mareşal Idriss Deby Itno'nun kaybından sonra ülke zorlu bir siyasi ve ekonomik durumda bulunuyor. Kuzey'deki Libya krizi, Doğu'daki Sudan krizi ve komşu Kamerun ile yaşanan diplomatik krizle birlikte, bölgesel istikrarsızlığa ve potansiyel bir toplumsal çöküş riskine yol açabilecek bir durumla karşı karşıyadır. Bu liste, Çad'ın siyasi ve kurumsal ikliminin nasıl evrildiğini gösteren tam olmasa da çeşitli koşulları ortaya koymaktadır.


20 Nisan 2021'den bu yana, Çad, mevcut başkanın duygusal bir şekilde ölümünden sonra bir geçiş dönemine girdi. Başkan, ardı ardına beşinci dönem için başkanlık seçimlerini kazandığı gün hayatını kaybetti. Anayasa ve Ulusal Meclis feshedildi ve yerlerini General Mahamat Idriss Deby Itno'nun başkanlık ettiği Geçiş Askeri Konseyi aldı. İki yıl sonra, Çad eşi görülmemiş bir siyasi ve diplomatik çalkantıyla karşı karşıyadır.



Kamerun: Her şeyden Önce Stratejik bir Komşu

İlk olarak, Çad yetkilileri Yaoundé'deki Çad büyükelçisini danışma için geri çağırma kararı açıkladı. Bu geri çağırmanın temel nedeni, Aralık 2022'de Çad'ın ham petrolünü Kiribi'ye (Kamerun) taşıyan Amerikan şirketi Exxon Mobil'in hisselerinin Bahamalar'da kayıtlı olan İngiliz şirketi Savannah Midstream Investment Limited (SMIL) tarafından satın alınacağını duyurmasıdır. Ancak Çad, bu işlemi riskli ve yasa dışı olarak değerlendirerek buna resmi olarak karşı çıkmış ve çekincelerini dile getirmiştir; çünkü söz konusu işlem COTCO anlaşmaları ve statülerine aykırı olup, danışma yapılmadan gerçekleştiği için geçersiz ve etkisizdir. Çad'a göre, satın alıcı şirket yeterli teknik ve mali kapasiteye sahip değildir ve petrol, ülkenin gelirlerinin %80'den fazlasını oluşturan stratejik bir kaynaktır, bu nedenle yeterli güvencelere sahip olması gerekmektedir.



Çad'ı daha da zorlayan şey, cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre, Çad yetkililerinin 20 Nisan 2023 tarihinde basından öğrendiği bir anlaşma imzalandığıdır. Bu anlaşma, Savannah Energy PLC'nin bir yan kuruluşunun COTCO'nun sermayesinin %10'unu Kamerun Ulusal Hidrokarbon Şirketi (SNH)’na devretmesini öngörmektedir. Başka bir deyişle, Kamerun, Çad'ın güçlü bir şekilde reddettiği bir şirketle işbirliği yaparak hisselerinin %10'unu 44.9 milyon dolar (yaklaşık 26 milyar CFA frangı) karşılığında satın almayı planlamıştır. Çad yetkililerinin meslektaşlarına yönelik eleştirileri arasında, birçok yazışma ve resmi hatırlatmalara rağmen, Kamerun yetkililerinin bu düşmanca hareketlerin tümünden haberdar edildikten sonra sessiz kaldıklarıdır. Çad Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Bakanı, bu tavrın düşmanca ve nezaketsiz bir tavır olduğunu belirtmiştir.


Libya Sınırı: Çeşitli Zorluklarla Karşılaşan bir Bölge

Kamerun ile olan diplomatik gerginlikten başka, Libya krizi halen devam ediyor ve silahlı gruplar, çeşitli kaçakçılar ve yasadışı altın arayıcıları arasında sınır çatışmalarını tetikliyor. Gerçekten de, iki ülkeyi ayıran kara sınırı 1055 km uzunluğunda olup, terörizm, çeşitli isyancı silahlı grupların ve hükümet güçlerinin varlığı nedeniyle gerginlik ve çatışma kaynağı olmaya devam etmektedir; Çad topraklarına tekrarlayan saldırılardan kaynaklanmaktadır. Bu bölgedeki yasa dışı altın arayıcılığı, yerel Çad toplulukları arasında şiddetli çatışmalara yol açmakta ve sıklıkla birçok insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmaktadır. Libya krizi, kaçakçıların ve çeşitli suçluların rekabete meydan okuyan fiyatlarla sofistike silahları taşımasına izin vermiştir; bu da onlara önemli karlar sağlamaktadır. Bu kontrolsüz ticaret, terör hareketlerinin ve farklı silahlı grupların silah stoklarını dolu tutmalarını ve böylece düzenli ordu konumlarına karşı hedefli saldırılar düzenlemelerini sağlamıştır, bu da düzenli ordunun karşı saldırı kabiliyetini zayıflatmıştır. Bu durum, DEBY'nin Libya sınırını üs olarak kullanan Alternatif ve Uyum İçin Cephe adlı isyancı bir grup tarafından öldürülmesine yol açmıştır.



Hartum’da Himedia-Bourhan Çekişmesi Ancamena'da Endişe Yaratıyor mu?

Aynı perspektifte, Sudan krizi doğuda Çad için bir istikrarsızlık ve güvenlik kaynağı haline gelebilir. İlk silahlı ayaklanmalardan itibaren (1962’de Tombalbay rejimine karşı gerçekleşen isyanlar ve Tchad Kurtuluş Cephesi'nin (FROLINAT) kurulması), iktidara gelen tüm politik-militan eğilimlerin sınırın Sudan tarafından desteklendiği bir gerçektir. Orada birliklerini oluşturur, planlarını yapar ve operasyonel stratejilerini düzenlerler. Bu bölge, Ancamena rejiminin istikrarsızlaştığı ve devlet başkanlığının her zaman silahlarla geçtiği bir nokta olarak kabul edilmektedir. Hatta Hızlı Destek Kuvveti (FSR) komutanı General Mahamat Hamdan Dagalo, lakabıyla Himedti, kendisinin Çad asıllı olduğu ve birliklerinin çoğunun Darfur'dan, yani Çad’a sınırı olan bölgeden geldiği belirtilmektedir. Bu bölgedeki yerli topluluklar etnik ve kültürel olarak bir homojenlik paylaştığı için, FSR savaşçılarının çoğunluğunun Çadlı olduğunu bazı araştırmacılar iddia etmektedir. Sonuç olarak, Çad rejiminin sürekliliğini sağlamak için Sudan komşusunun kalıcı ve sürdürülebilir bir siyasi istikrarsızlık yaşaması gerektiği, böylece Ancamena iktidarına karşı düşman silahlı hareketlerin doğuşunu veya barınmasını önleyeceği iddia edilmektedir. Bu, Çad yetkililerinin arzusudur. Ekonomik açıdan, iki ülke arasındaki ticaret oldukça önemlidir; çünkü Sudan'daki siyasi istikrarsızlık, muhtemelen ticaretin kesintiye uğramasına ve Doğu Çad vatandaşlarının yaşam standartlarını etkilemesine neden olacaktır, çünkü onlar Sudan'dan gelen imalat ürünlerine büyük ölçüde bağımlıdır.


Bu krize son vermek için Çad hükümeti, iki taraf arasında arabuluculuk rolünü sürdürmeye devam etmektedir, çünkü her iki ülkenin de çıkarları söz konusudur, çünkü birinin istikrarı diğerinin de istikrarı için teminattır.



Sonuç

Sonuç olarak, Çad, sürekli bölgesel istikrarsızlık ve diplomatik krizlerden kaynaklanan karmaşık ve birbirine bağlı bir zorlukla karşı karşıyadır. Çad'ın iç istikrarı, bölgenin genel istikrarıyla sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Bu sorunları hafifletmek için, Çad'ın ulusal güvenlik kapasitesini güçlendirmesi, isyancı gruplarla ve sınır ötesi suç ağlarıyla mücadeleye odaklanması hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, ülke diplomatik anlaşmazlıkları barışçıl müzakereler, proaktif diplomasi ve bölgesel arabuluculuk yoluyla çözmeye çalışmalıdır. Bölgesel iş birliğinin teşvik edilmesi ve alt bölgeye yönelik ortak çözümlerin araştırılması, Çad'ın ve komşularının istikrarı ve sürdürülebilir kalkınması için katkıda bulunabilir. Son olarak, uluslararası toplumun desteği, Çad'ın bu zorluklarla başa çıkmasına ve bölgenin daha barışçıl ve refah içinde bir geleceğe yol açmasına yardımcı etmek açısından önemlidir.


24 görüntüleme
bottom of page