top of page
  • Yazarın fotoğrafıFatıma Demir

Analiz | Afrika'da Beyin Göçü

Güncelleme tarihi: 10 Haz 2022


Göç etmek bireysel bir haktır ve bir kişi göç etmeyi düşündüğünde zorla durdurulamaz. Bu yüzden mevcut sorunlara çözüm bulunmadan beyin göçünün önüne geçilmesi zordur. Göç edenler de tamamen kıtanın kaybı olarak görülmemelidir. Eğitimli, yetenekli bir diaspora Afrika’ya yeni fırsatlar sunabilir. Özellikle bulunduğumuz çağ içerisinde teknoloji hızlı bir şekilde gelişmekte ve mobil iletişim kanalları çoğalmaktadır.


Afrika ülkeleri yıllardır en parlak beyinlerinin kıtadan ayrılarak kalkınma seviyesi yüksek ülkelere gidişi sorunu ile yüzleşmektedir. Henüz bağımsızlıklarını çok da uzak olmayan bir geçmişte kazanan Afrika ülkeleri için bu sorun kendi potansiyellerini geliştirmelerine engel olmakta ve onları ciddi sorunlarla karşı karşıya getirmektedir. Beyin göçü elbette ki yeni bir sorun değildir ancak Afrika ülkeleri için dünya ortalamalarının üstünde seyretmektedir. Bu tarz bir nüfus hareketliliği nasıl önlenebilir yahut fırsata çevrilebilir bunun sorgusu da yıllardır devam etmektedir. Sorunun Kökenleri 1960’larda dekolonizasyon sürecini büyük ölçüde tamamlayarak bağımsızlığını kazanan Afrika ülkelerinin yeni liderleri, birçok açıdan eksik ve sorunlu bir devlet mirasını devralmışlardır. Bu eksikliklerin giderilmesi için yetişmiş insan sermayesine olan ihtiyaç kendini her alanda hissettirmiştir. Zira kolonizasyon döneminde kıtanın insan unsuru büyük ölçüde yıpratılmış ve tahrip edilmiştir. Özellikle 15-19. yüzyıllar arasında süregelen köle ticareti bu tahribatın başlıca tetikleyicisi olmuştur. Yetişmiş insan ihtiyacına binaen söz konusu devletler yeni kurulmuş olmanın heyecanı içinde bağımsızlıklarının ilk dönemlerinde kendi vatandaşlarını yurtdışına eğitime göndermişlerdir. Frankafon ülkeler için Fransa, Anglafon ülkeler için İngiltere ve ABD, Lusafon ülkeler için Portekiz öncelikli eğitim merkezi olurken, Almanya ve SSCB de rağbet gören eğitim merkezlerinden olmuştur. Öğrencilerin eğitim sürecini tamamladıktan sonra ülkelerine dönmelerini teşvik etmek için iş imkanları oluşturulmuş, garantiler verilmiştir. Bu dönemin yaygın sloganı “Your Country Needs You!”[1] olmuştur. Diğer yandan da bu ülkelerde sistem inşası çabaları başlamıştır. 1960’lı yıllarda işlemeye devam eden bu sistem on beş-yirmi yıl sonra tersine dönmüştür. Bağımsızlık sonrası süreçte, özellikle de iktisadi alanda oluşturulan hedeflere ulaşma konusunda hayal kırıklıkları yaşanmıştır. Dünya Bankası gibi organizasyonların kalkınma hamleleri için oluşturdukları baskılar neticesinde Afrika ülkeleri üniversitelere ayrılan bütçede kesintiye gitmek zorunda kalmışlardır[2]. Çeşitli sebeplerden dolayı politik gerginlikler etkisini artırmış, birçok Afrika ülkesinde silahlı çatışmalar zuhur etmiştir. Kıtada meydana gelen söz konusu sorunlar kamu sektörüne ve üniversitelere yönelik işe alımların sekteye uğramasına yol açmış ve devletler eğitimli vatandaşları için artık iş garantisi veremez olmuştur. Bu yüzden diploma sahibi olmak yirmi yıl öncesi ile aynı anlamı taşımamaya başlamıştır. Eğitimli nüfus için sadece iş ve eğitim sorunları değil; teknoloji ve altyapı yetersizliği, tatmin edici olmayan yaşam koşulları, düşük maaşlar, üniversiteler için özgürlük ortamının kısıtlı olması, yolsuzluk ve kayırmacılığın yaygın oluşu gibi sorunlar da kaygıya yol açmıştır. Bu minvalde Afrika’nın genç ve parlak beyinleri kendilerine yeni çıkış yolları aramış ve bu çıkışı büyük ölçüde gelişmiş kuzey ülkelerinde bulmuşlardır. İlk göç dalgası 1960-89 arası dönemde başlamış olup 127.000 yüksek eğitimli Afrikalı kıtadan ayrılmıştır. Bu oran kıtanın eğitimli nüfusunun yaklaşık %30’una tekabül etmektedir.[3] 1990’lardan günümüze kadar olan ikinci dalgada da Afrika’dan beyin göçü şiddetini artırarak devam etmiştir. Bu konudaki istatistikler endişe verici düzeydedir. Mesela beyin göçünde dünya ortalaması %5.4’iken, Afrika’da bu oran %10.6 ile dünya ortalamasının iki katı düzeyindedir.[4] 1990-2005 yılları arasındaki dönemde Afrika 20.000 profesyonelini kaybetmiştir. Ülkesel olarak baktığımızda ise, özellikle büyük politik gerginliklerin ve iç savaşların yaşandığı ülkelerde beyin göçü daha şiddetli bir şekilde gerçekleşmiştir. Mesela 1984’te sadece ABD’de 10.000 Nijeryalı profesyonel istihdam altına alınmıştır. 1985’te 500.000 Sudanlı (nitelikli nüfusun %80’i) -başta Körfez ülkeleri olmak üzere- yurtdışında çalışmayı tercih etmiştir.[5] Göç eden profesyonellerin içinde kritik öneme sahip olan sağlık çalışanlarının oranı büyüktür. Afrika’nın birçok ülkesinde sağlık sistemi oldukça kötü vaziyettedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre sağlık çalışanı yetersizliğinden muzdarip olan 58 ülkenin 36’sı Sahra-altı Afrika’da bulunmaktadır.[6] Beş Sahra altı Afrika ülkesinde (Sierra Leone, Tanzanya, Mozambik, Angola ve Liberya) sağlık çalışanlarının %50’sinden fazlası OECD ülkelerine göç etmiş vaziyettedir.[7] Sierra Leone’de her 100.000 insana iki doktor, Tanzanya ve Liberya’da birer doktor düşmektedir.[8] ABD’nin doğu sahillerinde görev yapan Etiyopyalı doktor sayısı, Etiyopya’daki doktor sayısından daha fazladır.[9] Nijeryalı doktorlar İngiltere’nin medikal işgücünün %1.7’sini oluşturmaktadır.[10] 1980’lerde Gana’daki doktorların %60’ı göç etmiştir.[11] Zaten nüfusu yaşlanmakta olan gelişmiş kuzey ülkeleri için bu tarz bir göç akımı memnuniyetle karşılanmaktadır. Beyin göçünü teşvik edici politikalar geliştirilmekte, eğitimli bireyler için vize kolaylığı sağlanmaktadır. Eğitimini kendi ülkesinde tamamlayıp çalışma maksatlı göç eden Afrikalılar sayesinde göçe hedef olan ülkeler hem iş gücü sağlamakta hem de eğitim masraflarından tasarruf etmektedir. Kapasitesi yüksek Afrikalı bilim insanları bu ülkelerde bilimsel gelişmelere zemin hazırlamaktadırlar ki artık Afrikalıları küresel bilgi/beceri piyasasında aktif olarak görmekteyiz. Örnek vermek gerekirse ABD’de eğitim görmüş olan Kamerunlu bilgisayar mühendisi Jacques Bonjawo, Microsoft şirketinde yöneticilik yapan ilk Afrikalıdır ve Bill Gates’in özel danışmanlığını yürütmüştür. Malili Astrofizikçi Cheick Modibo Diarra[12] NASA’nın önde gelen araştırmacılarından biri olmuştur. Togolu Victor Agbegnenou kablosuz internet ağı sistemini geliştirmiş ve teknoloji alanında yeniliklere imza atmıştır. Keza ülkemizde de gelecek vadeden birçok Afrikalı öğrencimiz bulunmaktadır. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Beyin Göçünün Afrika’ya Maliyeti Denizaşırı göç eden eğitimli Afrikalılar kıtaya finansal açıdan belli oranlarda katkı sağlasalar da boşluklarının vermiş olduğu kayıp daha büyüktür. Bu maliyetin finansal anlamda tam olarak tespit edilmesi mümkün olmamaktadır. Beyin takımının göçünün oluşturduğu boşluğu doldurmak için her yıl yaklaşık 4 milyar dolar harcamaktadır.[13] Özellikle sağlık çalışanlarının yetersizliğinden dolayı Afrikalılar sağlık turizmini tercih etmekte ve bu şekilde sermayelerini ülke dışına taşımaktadırlar. Kıta ülkelerinin sağlık sektörüne ayırdıkları bütçeden daha fazlası sağlık turizmi için harcanmaktadır.[14] Bunlar hesaplanabilir maliyetlerdir. Bunların yanı sıra kendi ülkelerinde eğitimlerini tamamlayıp göç eden Afrikalıların eğitim masrafları ülkelerine ek külfet getirmektedir ve bu eğitimden ülkeler bir kazanım sağlayamamaktadır. Göçler sebebiyle ülkeler potansiyel vergi gelirlerinden de yoksun kalmaktadırlar. Bu tarz durumlarla Afrika ülkelerinin bütçelerinden verdikleri kayıp hesaplanamamaktadır. Parasal kaybın dışında sağlık çalışanlarının yetersizliğinden dolayı AIDS, Ebola gibi ölümcül virüslerin yayılması neticesinde Afrika, büyük insani krizler ve kayıplar yaşamaktadır. Bunun yanında öğretmen yetersizliğinden kaynaklı olarak kitleler büyük ölçüde temel eğitimden bile geçememektedir. Eğitimli nüfus göç ettikçe yeni nesli yetiştirecek kimse kalmamakta ve bu bir kısır döngüye yol açmaktadır. Bu tarz kayıplar uzun vadede telafisi yapılamayacak yaralara sebep olabilmektedir. Afrika Beyin Göçünü Fırsata Çevirebilir mi? Göç etmek bireysel bir haktır ve bir kişi göç etmeyi düşündüğünde zorla durdurulamaz. Bu yüzden mevcut sorunlara çözüm bulunmadan beyin göçünün önüne geçilmesi zordur. Göç edenler de tamamen kıtanın kaybı olarak görülmemelidir. Eğitimli, yetenekli bir diaspora Afrika’ya yeni fırsatlar sunabilir. Özellikle bulunduğumuz çağ içersinde teknoloji hızlı bir şekilde gelişmekte ve mobil iletişim kanalları çoğalmaktadır. Bu yollarla birçok Afrika ülkesi denizaşırı göç eden vatandaşları ile bağ kurabilmektedir. Bu bağın güçlendirilmesi ve genişletilmesi Afrika’nın kapasite inşası için çok faydalı olabilir ki günümüzde yapılmaya çalışılan da budur. Kıta ülkeleri çeşitli programlar ve organizasyonlarla; diasporadaki bilim insanları da dernekleşme faaliyetleri ve networklerle aralarındaki bağı güçlendirmeye çalışmaktadırlar. Mesela Afrika ülkeleri International Forum of Moroccan Competencies Abroad, the Moroccan Association of Researchers and Scholars Abroad, Association of Kenyans, the Association of Nigerian Abroad, the South African Network of Skills Abroad ve Tunusian Scientific Consortium gibi programlar vesilesiyle diasporadaki bilim insanları ile aktif olarak diyalog kurabilmektedirler. 2014 yılında başlatılan Carnegie African Diaspora Fellowship programı ile ABD ve Kanada’daki Afrikalı yüz bilim insanı Afrika’daki bazı üniversitelerle iş birliği yapmaktadır.[15] Belçika’daki Kamerunlu eczacılar ülkelerine sağlık alanında destek olmaktadır. Yine aynı şekilde 2010’dan beri Belçika’daki Kamerunlu Fizikçiler Derneği, Kamerun’da profesyonel konferanslar düzenlemektedirler.[16] Bir Afrikalı olan eski ABD Başkanı Barrack Obama, kurmuş olduğu “The Obama Foundation” ile genç ve hevesli Afrikalılara liderlik eğitimi vermektedir.[17] Bunlar örneklerden bazılarıdır. Bu yollarla aynı zamanda ülkeler arasında da bir sinerji oluşturulmakta; teknoloji, kaynak, bilgi, tecrübe transferi yapılmaktadır. Afrika ile diasporası arasındaki bu tarz bir ilişki şüphesiz çok mühimdir. Bunun dışında Afrika’daki eğitimli insan yetersizliği için hedef ülke ile kaynak ülke arasında “dairesel göç” projeleri yapılmaktadır.[18] Dairesel göç akımı ile gelişmiş ülkelerde çalışan Afrikalı profesyonellerin belli süreliğine kendi ülkelerinde görev alması amaçlanmaktadır. Bu kısa süreli bir göçtür. Bu tarz bir uygulama için Güney Afrika Cumhuriyeti ile İngiltere iş birliği içindedir.[19] İlerleyen dönemlerde dairesel göç üzerine hedef ülkeler ile kaynak ülkeler arasındaki diyaloğun daha da artacağı öngörülebilir. Beyin Göçü Tersine Dönüyor Olabilir mi? Uluslararası politikada Afrika’ya olan ilgi hızla büyümektedir. Kıta farklı sektörlerdeki şirketlere ve dünyanın farklı coğrafyalarındaki birçok ülkeye yeni fırsatlar sunmaktadır. Kıta ülkelerinin ekonomileri de birçok aksaklığa rağmen büyüme eğilimi göstermektedir. Çok uluslu şirketler buradaki yatırımlarını artırmakta ve buraya araştırma merkezleri açmaktadırlar.[20] Bu süreçte Afrikalı uzmanlara olan ihtiyaç artmaktadır. Araştırma faaliyetlerinde öncelikli olarak iyi eğitim görmüş Afrikalı uzmanlar tercih edilmektedir.[21] Özellikle işletme ve iktisat alanında ihtisasını tamamlamış olan Afrikalılar için Afrika kıtası artık daha çekici hale gelmektedir. Eğitim yahut iş için gittikleri gelişmiş ülkelerden daha büyük fırsatları artık kendi ülkelerinde yakalama imkanları oluşmaktadır. Bu yüzden ABD ve Avrupa’daki işletme ve iktisat öğrencilerinin yaklaşık %70’inin kendi ülkelerine dönmeyi hedeflediği tahmin edilmektedir.[22] Söz konusu öğrencilerin dönüş düşüncelerinde ABD ve Avrupa’da yükselen göçmen karşıtı tutumların elbette ki etkisi vardır. Başlangıçta sadece bu alanda yoğunlaşan geri dönüşler, ilerleyen dönemlerde farklı sektörlerde görev yapan Afrikalı uzmanların da kıtaya ilgisini artırıcı etki yapabilir. Hatta eve dönüşleri de tetikleyebilir.

 

[1] Luc Ngwé,“African Brain Drain - Is There an Alternative?”, All Africa, 20.02.2018, (Erişim Tarihi: 18.08.2018) https://allafrica.com/stories/201802210103.html [2]Jon Spaull, “Benefiting From Africa’s Brain Migration”, Sci-Dev Net, 25.06.2014 (Erişim tarihi: 16.08.2018) http://www.scidev.net/index.cfm?originalUrl=/global/capacity-building/feature/africa-brain-migration.html& [3] Ainalem Tebeje, “Brain drain and capacity building in Africa”, International Development Research Centre, 01.02.2011 [4] Natalie Sharples and others, “Honest Accounts? The True Story of Africa’s Billion Dollars Losses”, Curtis Research, Temmuz 2014, s.21 [5] David Shinn, “African Migration and the Brain Drain”, Paper Presented at the Institute for African Studies and Slovenia Global Action, 20.06.2008, https://sites.google.com/site/davidhshinn/Home/african-migration-and-the-brain-drain(Erişim tarihi: 15.08.2018) [6] Shinn, a.g.m. [7] Sharples, a.g.e. s.21 [8] WHO Country Health Profiles 2012, http://www.who.int/gho/countries/lbr.pdf?ua=1 , http://www.who.int/gho/countries/sle.pdf?ua=1 , http://www.who.int/gho/countries/tza.pdf?ua=1 (Erişim tarihi: 29.08.2018) [9] Shinn, a.g.m. [10]Chimaobi Nwaiwu, “Nigeria: Over 4,765 Nigerian Doctors Working in UK” All Africa,23.04.2018https://allafrica.com/stories/201804230127.html(Erişim Tarihi: 20.08.2018) [11]Brain Drain in Africa Facts and Figures, http://www.aracorporation.org/files/18._factsandfigures.pdf (Erişim Tarihi: 24.08.2018) [12] Cheick Modibo Diarra 2012 yılında Mali’de geçici olarak başbakanlık görevini yürütmüştür. [13]Sharples, a.g.e., s. 22 [14]Nwaiwu, a.g.m. [15]Jon Spaull, a.g.m. [16] Ngwé, a.g.m. [17]Reuters, “Obama urges Africa to do more to stem brain drain” (18 Temmuz 2018), https://www.reuters.com/article/us-safrica-obama/obama-urges-africa-to-do-more-to-stem-brain-drain-idUSKBN1K81N3(Erişim tarihi: 23.08.2018) [18] Ngwé, a.g.m. [19] Sharples, a.g.e.,s.23 [20] Spaull, a.g.m. [21] Spaull, a.g.m. [22]Afrikaya tersine beyin göçü başlattılar, http://www.afrika.com.tr/?Syf=26&Syz=329070(Erişim tarihi 22.08.2018)

bottom of page