top of page
  • Yazarın fotoğrafıEnsar Küçükaltan

Nijer'deki Darbeyi Nasıl Okumalıyız?

2022 yılının ocak ayında Burkina Faso Devlet Başkanı Kabore askerler tarafından alıkonulduğunda, cuntanın uzlaşmayacağı ve darbenin gerçekleşeceği belliydi. O tarihte, özellikle Mali-Nijer-Çad hattında her şeyi izlemek gerektiğini belirtmiştim. Nitekim 2023 yılı da Batı Afrika için darbesiz geçmemiş oldu. Geçtiğimiz Çarşamba, Nijer Devlet Başkanı Bazoum, kendilerine Anavatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) adı verilen bir grup tarafından rehin alındı.



Başkan’ın hala sarayda tutulduğu bildirildi. Sağlığının normal olduğu belirtiliyor. Çevre ülkeler de Nijer’deki darbe ile ilgili olarak teyakkuza geçmiş durumda. Benin Devlet Başkanı Patrice Talon, ECOWAS adına arabuluculuk yapmak için Niamey’e gitti. Resmi olmayan kaynaklar Nijerya’nın da arabuluculuk için çabaladığını ancak CNSP’yi ikna edemediklerini belirtiyor. Muhtemeldir ki darbedeki tek etken CNSP değil. Bu noktada Bazoum’un yakınındakilerin de darbecilerle işbirliği yaptığı ihtimali üzerinde duruluyor. Çünkü işin başında kimse başkanlık konutuna ulaşamazken, ilerleyen saatlerde Niamey'e yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Ouallam'da bulunan askerlerin Niamey'e geldiği haberi geldi. Tüm başkanlık bölgesi kordon altına alındı, tüm hizmetler kapatıldı. Bu noktada başkanlık muhafızlarının işi kolaylaştırdığı düşünülüyor. Televizyondaki bildiri esnasında sağ tarafta duran askerlerden birinin, Başkan Bazoum'un yaveri ve Başkanlık Muhafızları Komutan Yardımcısı Albay Ibro Amadou olması bu iddiayı güçlendiriyor.


Darbenin sebepleri birden fazla. Cuntanın açıklaması klasik bir darbe açıklamasıydı. Ülkenin içinde bulunduğu durum, sosyal ve ekonomik şartlara dair klasik cümleler sarf edildi. Ancak açıklanmayan bazı iç ve dış sebepler üzerinde durulmalı. İlki Bazoum’un General Tchiani’yi görevden alma hamlesiydi. Darbe bildirisini Kıdemli Albay Amadou Abdramane okudu ancak darbenin arkasında Tchiani’nin olduğu gözüküyor. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Birliği'ni komuta eden Tchiani'nin daha önce başka bir darbeyi önlediği konuşuluyor.


Dünyanın en büyük uranyum üreticilerinden biri olan Nijer, Sahra Çölü'nün güney sınırında yer alan Batı Afrika'nın Sahel bölgesinde silahlı gruplara karşı verilen mücadelenin kilit noktalarından biri. Fransa, yurtdışındaki en büyük askeri operasyonu olan birliklerini konuşlandırırken, ABD'nin de Agadez'in merkezinde 110 milyon dolarlık bir insansız hava aracı üssü bulunuyor. Dünya Nükleer Birliği'ne göre Nijer uranyum üretiminin çoğunu Fransa'ya ihraç ediyor. Komşu Benin'e giden bir petrol boru hattının bu yıl içinde faaliyete geçmesi planlanıyordu.




Tüm gibi etkenlerin, Mali’deki güçlü varlığıyla Rusları tetiklediği şeklinde okuyanlar var. Le Monde'a göre, çoğunlukla iç meselelerden kaynaklanan Nijer darbesinde Moskova'nın izine dair belirgin bir işaret yok. Ancak Yevgeny Prigozhin liderliğindeki Rus paralı asker grubu Wagner'e bağlı olduğu anlaşılan bir Telegram kanalı Perşembe günü darbeyi üstlendi. "Yevgeny Prigozhin Rusya'nın ve Wagner'in Afrika'daki konumunu ve etkisini güçlendirmeye devam ediyor. Nijer'deki darbe bunun bir kanıtıdır" ifadelerine yer verildi. Ancak Prigozhin tarafından tipik olarak kullanılan ana kanallar sessiz kaldı. Darbenin Rusya-Afrika Zirvesi esnasında meydana gelmesi, Putin’in Afrika’daki 6 ülkeye (Burkina Faso, Mali, Zimbabve, Erite, Orta Afrika Cumhuriyeti, Somali) 25 bin ila 50 bin ton arasında ücretsiz tahıl sevkiyatı sözü vermesi ve Somali’nin 690 milyon dolarlık borcunu sildiklerini açıklamasıyla aynı günlere denk gelmesi bu kuşkuyu güçlendiren etkenler. Daha önceki darbelerde gördüğümüz gibi Rus bayrağının meydanlarda ortaya çıkması da tanıdık görüntüler olarak kayda geçti. Ancak altı çizilmesi gereken nokta, darbenin Mali ve Burkina Faso’daki benzerleri gibi halkın çoğunluğu tarafından olumlu karşılanmadığı.


BM, ABD, AB, ECOWAS darbeyi kınayan bildiriler yayınladı. Uluslararası kurumların yaptırımlar uygulaması gündeme gelecektir. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var ki o da böyle darbelerin sonucunda gücün hangi yönde gittiğine göre konumunu belirleyecek uluslararası toplumun, yaptırımlar veya kınamalarla bir sonuç alamayacağıdır. Bu darbeyle birlikte Fransa çok önemli bir müttefikini kaybetmiş olacak. Çevre ülkelerde de daha önce istemediği hamleler olmuştu. Fakat Fransızların bu alanı böyle kolay bırakacağını sanmak fazla iyi niyetli bir çıkarım olur. Bu kapsamda önümüzdeki günlerde Sahel’de terör saldırılarına karşı dikkatli olmak gerekiyor. Diğer bir dikkat edilmesi gereken husus ise bir ülkenin neokolonyal gücünün bölgeden atılmasının başka bağımlılıklar oluşturması potansiyelidir. Tam bağımsız bir bölge için dış yardımlara muhtaç yaşayan hükümetlerin yerini kendi kaynaklarını halkı için kullanan yönetimlerin almasıdır.


Bu yazı daha önce 8kitam.org sitesinde yayınlanmıştır.

82 görüntüleme
bottom of page