Gazze’de insanlık ölüyor. Filistinli kardeşlerimiz hem Gazze’de hem de işgalci İsrail’in 75 yıldan beri zulümle, işkence ile boşaltmaya çalıştığı topraklarda büyük bir direniş sergiliyor. İsrail’in hiçbir kuralı tanımayan, zalim, şımarık ve küstah saldırıları başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin çoğu tarafından destekleniyor. Açıktan destek vermeyen ülkeler ise sadece seyrediyorlar.
İslam dünyası ise iki milyara varan nüfusuyla devam eden soykırım ve katliam karşısında etkili bir tavır sergilemekten aciz. Bu imtihan Filistinli kardeşlerimiz kadar bütün Müslümanların da sınavıdır. Filistinliler canları pahasına topraklarında kalmaya ve direnmeye devam ediyorlar. Şehit edilen Filistinli sayısı artık on binin üstünde, maalesef rakam her geçen dakika artıyor. Yıkılan binaların altında kaç can kaldı, yaralıların sayısı kaça ulaştı sorusunun cevabı uzun bir süre bilinemeyecek.
Filistinli kardeşlerimiz için herkesin yapabileceği bir şeyler vardır. Dualarımızla, göndereceğimiz yardımlarla ve yapılan zulmü dünyaya duyurarak tepkimizi gösterebilir, tarafımızı belli edebiliriz. Deniz Feneri Derneği kurulduğu günden beri Filistin meselesiyle yakından ilgilendi ve kardeşlerimiz için imkanları ölçüsünde çok sayıda projeyi hayata geçirdi. Yıllar önce Gazze İslam Üniversitesi için gereken bir binayı ülkemizden birkaç kardeş insani yardım kuruluşla birlikte satın alıp Filistinli gençlerin hizmetine sunduk.
Gazze’de kalkınma projeleri uyguladık.
Yine Gazze’de yıllardan beri düzenli olarak desteklediğimiz yetimlerimiz var.
Ramazan aylarında Mescid-i Aksa’da sofralar açıp Filistinli kardeşlerimizle iftar sevincimizi paylaştık. Filistinli kardeşlerimiz için attığımız birkaç kayda değer adımın notlarını dikkatlerinize sunmak istiyorum…
Deniz Feneri Derneği’nin Lübnan ve Filistin için “Filistin ve Lübnan Yardım Bekliyor” sloganıyla başlattığı yardım kampanyası kapsamında toplanan 100 tır dolusu insani yardım malzemesi bölgeye gönderildi.
Lübnan ve Filistin için toplanan yardımlar Mersin Limanı’ndan hareket eden gemiyle Filistin ve Lübnan için yola çıkarıldı. Yaklaşık iki saat sonra Suriye’nin Tartus Limanı’na ulaşan gemideki insani yardım malzemeleri, buradan da kamyonlarla ihtiyaç olan bölgelere nakledildi. 250.000 kişinin yararlanması öngörülen insani yardım malzemeleri arasında bebek maması, un, kuru bakliyat, zeytin, konserve, hazır yemek, süttozu, bebek bezi, giyim, battaniye, çarşaf, nevresim, çadır, ilaç, böbrek hastaları için sıvılar, serum ve pansuman malzemeleri, afet kurtarma malzemeleri, tüple çalışan ocak ve kırtasiye malzemeleri yer aldı. (24 Ağustos 2006)
Deniz Feneri Derneği ile Yeryüzü Doktorları Derneği Türkiye Şubesi’nin, Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) desteğiyle Gazze’deki Han Yunus Nasır Devlet Hastanesi’nde hayata geçirdiği “Travma Merkezi” Filistin Sağlık Bakanı Rıdvan Ahras tarafından açıldı. Açılış töreninde konuşan Deniz Feneri Derneği Genel Sekreteri İbrahim Altan, “Gazze’de travma merkezi oluşturmaya 6 ay önce karar verdik. Hazırlanan proje ile merkezi kısa sürede açmayı ve bölgedeki insanlara yardımcı olmayı başardık. Açılan Travma Merkezi özellikle acil vakalara kısa sürede müdahale imkanı sağlayacağından bölge için çok önemli bir yere sahiptir” dedi.
Yeryüzü Doktorları Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman, merkezde modern operasyon sistemleri içinde yer alan tomografi, ultrason, anestezi cihazlarının bulunduğunu, merkez sayesinde Güney Gazze’deki travma vakalarının diğer ülkelere sevk edilmesinin sona ereceğini belirterek, bunun Filistin halkı için önemli bir hizmet olduğunu ifade etti. (19 Nisan 2007. Uzun yıllardır İsrail’in zulmü altında yaşam mücadelesi veren Filistin için 2009 yılında Deniz Feneri Derneği bir kermes düzenledi. Düzenlediği bu kermeste toplanan ürün ve yardımlar Gazze’ye götürülmek üzere Haydarpaşa Limanı’ndan bir gemiyle yola çıkarıldı. Geminin yola çıkışı canlı yayınla bağışçılarımıza ve izleyenlere aktarıldı.
Gemi içerisinde 208 adet prefabrik sağlık kabini, 14.000 kutu acil ihtiyaç duyulan ilaç ve 6.000 muhtelif tıbbi malzeme yer aldı. Gemi beş günde Mısır’ın El-Ariş limanına ulaştı ve oradan malzemeler tırlara yüklenerek Gazze Han Yunus Nasır Hastanesi’ne ulaştırıldı. Gemideki malzemelerin toplam değeri 1 milyon 38 bin dolardı. (20 Ocak 2009). Deniz Feneri Derneği Ankara Şubesi ve Hak-İş Konfederasyonu Öz Sağlık- İş Sendikası ortak çalışmaları sonucu Filistin Gazze’de, “Umut Köprüsü Engelliler Okulu” büyük bir törenle açıldı. 350 engelli öğrencinin eğitim gördüğü okulumuz 1.650 m2’lik bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Toplamda 19 sınıftan oluşan okulumuz içerisinde; bilgisayar sınıfı, fizik tedavi ve rehabilitasyon sınıfları, kütüphane, terapi havuzu, mescit, mutfak ve çeşitli aktivitelerin yapılacağı birçok alan yer almaktadır.
Deniz Feneri Derneği Ankara Şube Müdürü Musa Balkan, Gazze’de açılan “Umut Köprüsü Engelliler Okulu” için duygu ve düşüncelerini şu şekilde aktardı: “Geçtiğimiz yıl Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Öz Sağlık-İş Sendikası ile protokolünü imzaladığımız ve kısa bir sürede inşaatını tamamladığımız Umut Köprüsü Engelliler Okulumuzun bugün hamdolsun açılışına şahit oluyoruz. Topraklarının %87’si işgal altında olan ve İslam adına topraklarını kanlarının son damlasına kadar savunan kardeşlerimizi selamlıyor, zafer diliyorum. Kardeşlerimize huzur ve barış içinde yaşayacakları günler temenni ediyorum. Otistik, felçli, işitme, görme ve bedensel engelli yaklaşık 350 yavrumuzun eğitim göreceği ve rehabilitasyon hizmeti alabileceği tam teşekküllü modern bir engelli okulu inşa edilmiş oldu. Gazze’deki dezavantajlı kardeşlerimize ve ailelerine hayırlı olmasını niyaz ediyor, başta Hak-İş Konfederasyonu Öz Sağlık-İş Sendikası olmak üzere bağışçı ve gönüllülerimize şükranlarımı sunuyorum.” (19.08.2023).
Bir süre önce Sönmeyen Işık Deniz Feneri Kitabım için uzun yıllar birlikte çalıştığımız İbrahim Altan Beyle konuşmuştum. Ona Deniz Feneri’nde çalıştığı yıllardan unutamadığı iyilik hikâyelerini sordum. Gazze’deki partner kuruluşlarımızdan birisinin yetkilisi İslam Cude Beyle ilgili bir hatırasını paylaştı.
2005’ten beri birlikte insani yardım çalışmaları yaptığımız İslam Cude Bey bir şey anlatmış. İbrahim Bey, “Onu hala unutamıyorum. Çok duygulu bir şeydi” dedi ve şöyle devam etti; “Dedi ki ‘Ben şehit olacak mıyım olmayacak mıyım diye hep merak ederim.’ Çünkü bir oğlu şehit olmuştu. ‘Bir gece rüya gördüm, trafik kazası geçiriyorum ve beyin kanamasından vefat ediyorum. Sonra beni alıp şehitlerin olduğu yere götürüyorlar cennette. Ben diyorum ki, ben şehit olmadım, niye beni buraya getirdiniz? Diyorlar ki, başını kaldırıp şöyle bir bak. Bakıyorum, her taraf çocuk dolu, kendi semtimden tanıdıklarım var, hepsi şehit çocukları. Sen bunlara bakıyorsun diye seni buraya getirdik diyorlar.”
Rabbimden, İslam ümmetine Filistin imtihanını geçmeyi, kardeşlerimize en kısa zamanda zulümden kurtulup kendi topraklarında özgür, bağımsız ve müreffeh bir hayat sürmeyi diliyorum.