top of page
  • hzeynepdemirci

Bülten : Sinemada "Süper Zenci"ler: The Intouchables Örneği

Sinemanın kitlelere mesaj ulaştırma, kitleleri bir fikre ikna etme ve bir şeyi sevimli yahut çirkin gösterme gücüne sahip bir kitle iletişim aracı olduğu söylenebilir. Sinema ile pek çok durum, kişi ve gruba dair temsiller seyirci ile buluşur. Filmlerde sıkça karşılaştığımız temsiller arasında ırk temsili bulunmaktadır. Özellikle siyah ve beyaz olmanın işlendiği filmlerde ırkçı bir tavrın sergilendiği görülmektedir. Nitekim Hollywood ve Batı sinemasında beyaz kahramanların siyah mağdurları tekrar ve tekrar kurtardığı yahut beyaz karakterlerin iyi, siyah karakterlerin ise kötü olduğu pek çok film bulunmaktadır. Hollywood ve Batı sinemasında karşımıza çıkan mağdur siyah ve kötü siyah tiplerine ek olarak, “sihirli zenci” tipi de arka planında ırkçı bir tavır barındırmaktadır.



“Sihirli zenci” tipi, siyah ve beyazlar arasındaki dostluğu, uyumu ve işbirliğini anlatma ve pozitif bir imaj yaratarak topluma olumlu bir katkı sunma amacı ile oluşturulmuş bir tiptir. Ancak bu amacın görünürde olduğu ve arka planının irdelenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Zira, bu tipin yer aldığı filmlerde esasında beyazın üstünlüğü ve siyahın ancak ve ancak beyaz için çalışabilecek konumda olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, fransız yapımı bir film olan The Intouchables (2011) filmi iyi bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. The Intouchables, felçli beyaz Philippe ile ona bakıcılık yapan siyah Driss’in hikayesini anlatmaktadır.


Hollywood ve Batı sinemasında hep gördüğümüz üzere; beyaz olan iyi özelliklere sahip olması ile dikkat çekmekte iken, siyah olan kötü özelliklere sahiptir. Philippe karakteri de, zengin bir iş adamıdır ve entelektüel zevklere sahiptir. Resimden ve müzikten iyi anlar, prensipleri vardır, kibar ve anlayışlı biridir. Bir kadında aradığı şey entelektüel bilgi birikimi ve konuşmalarının güzelliğidir. Driss ise hapishaneden yeni çıkmıştır ve işsizlikle mücadele etmektedir. Entelektüel zevklere sahip olmamakla beraber, sanattan da müzikten de anlamamakta ve bu tür şeyler kendisine aptalca gelmektedir. Kabadır, çözmesi gereken meseleleri konuşarak değil kavga ederek çözme yolunu seçer. Kadınların dış görünüşüne önem verir ve kadınları bakışları yahut attığı laflar ile rahatsız etmekten çekinmez.


Ancak “Sihirli zenci” tipi, adından da anlaşılacağı üzere, akıllı ve “sihirli” güçlere sahip bir karakterdir. Bu yönü ile, beyaz adamın tam da ihtiyaç duyduğu ve idealize ettiği bir kişidir. The Intouchables filmine baktığımızda, felç geçirmiş ve boynundan aşağısı tutmayan Philippe’in ihtiyacının fiziksel ihtiyaçlarını gidermede kendisine yardımcı olabilecek biri olduğu sanılabilir Ancak Philippe’in ihtiyacının bununla kısıtlı değildir. Philippe; kendisini anlayabilecek, kendisi ile empati kurabilecek, sohbet edebileceği ve vakit geçirmekten hoşlanacağı birine ihtiyaç duymaktadır. Nitekim, iş başvurusu mülakatlarının gerçekleştiği sahnede, başvuran herkesin yardımsever ve idealist beyaz olmasına karşın, siyah Driss’in açık sözlü ve sempatik tavırları Philippe’in dikkatini çekecektir. Bununla beraber, bir arkadaşı Philippe’e Driss’in bir mücevher hırsızı olduğundan ve hapisten yeni çıktığından söz ettiğinde Philippe, “Nereden geldiğinin benim için önemi yok. Benimle empati kuruyor.” diyerek asıl istediğinin ne olduğunun altını çizecektir. Driss’in sihirli gücü; empati kurabiliyor olması ve konuşkan sempatik tavırlarıdır.


“Sihirli zenci” tipinin bir diğer özelliği, karakterin kendini düşünmemesi ve kendini kurtarmaya çabalamamasıdır. Eğer kendini kurtarmaya yönelik hamleler yapıyorsa dahi, bunu beyaz için çalışırken yapıyordur. Yaptığı onca şey beyaz karakterin kendini gerçekleştirmesi yahut potansiyelini bulması için yapılan hamlelerden başka bir şey değildir. Driss her ne kadar, para kazanmak ve geçimini sağlayabilmek adına Philippe’in yanında çalışıyor olsa da, esasında Philippe’in kendisini gerçekleştirmesine destek olmaktan başka bir şey yapmıyordur. Philippe’in bedensel ihtiyaçlarını gideriyor, onu anlıyor, kadınlarla kurduğu ilişkilerde onu destekliyordur. Neticede ise Philippe’in aylardır görüştüğü ancak karşısına çıkmaya cesaret edemediği kadın ile Philippe’i buluşturarak görevini tamamlar.


Son olarak, “Sihirli zenci” filmleri özellikle Hollywood sinemasında olmak üzere, Batı sinemasında da karşımıza çıkmaktadır. Sinemada karşımıza sıkça sıkan beyaz kahraman yerine, yardıma ihtiyacı olan beyaz ve ona yardım eden siyah fikrine yüzeysel olarak bakıldığında olumlu bir imaj yaratma gayesi olduğu düşünülebilir. Ancak bu filmlerin arka planına baktığımızda; beyazın üstünlüğü ve siyahın ancak beyazı destekleyen, beyazın amaçlarına ulaşmasını sağlayan bir basamak olabileceği fikrinin hakim olduğu görülecektir.


Referanslar;


Küngerü, Ayhan – Uluç, Güliz. “Hollywood Filmlerinde ‘Sihirli Zenci’ Kavramsallaştırması”. International Journal of Humanities and Education 4/7 (2018), 232-245.

32 görüntüleme
bottom of page