Bağımsız Bir Afrika Birliği Kıtanın Refahında Önemli Bir Rol Oynayabilir
- Endris Mekonnen Faris

- 19 Eyl 2024
- 4 dakikada okunur

Afrika Birliği'nin daha bağımsız olup olamayacağı ve kendisini oluşturan üyelerin kalıcı siyasi istikrar ve ekonomik refah elde etmelerine yardımcı olup olamayacağı konusundaki tartışmalar önemli bir analiz düzeyine ulaşmıştır. Böyle bir analiz sürecinin varlığı ve tartışmalara konu olması Afrika Birliği'nin özerk bir şekilde bağımsızlaşarak önemli bir rol oynayabileceğine dair umutların hala güçlü olduğuna işaret etmektedir. Ampirik emsaller (AB gibi) ve artan güncel gelişmeler (devletlerin siyasi istikrar ve ekonomik büyümeye ulaşmalarına yardımcı olmak için oluşturulan kurumların önemli rol oynaması ve giderek artan ihtiyaçlar gibi) bunu desteklemektedir.
Organizasyon Oluşumunun Önemi
Hükümetler arası örgütler üzerine çalışan akademisyenler, egemen devlet aktörlerini fikir alışverişi için fırsatların mevcut olduğu bir noktaya getiren oluşumların önemini açıklayan temeller üzerinde birleşmektedir. Literatürdeki birçok çalışma, devletlerin hükümetler arası örgütlere üye olduklarında çıkarlarının daha iyi korunduğunu ve güvence altına alındığını vurgulamaktadır. Ancak araştırmacılar, devletlerin oluşturduğu örgütlerin etkinliği ve verimliliği konusunda ayrışmaktadır, çünkü bu örgütler beklentileri karşılayamamaktadır. Bu nedenle, hükümetler arası örgütlerin reforme edilmesine ilişkin sorular hala gündemde kalmaya devam etmektedir. Bu durum yaygın olarak, örgütlerin yok olmasından ziyade daha iyi işlev görmelerini sağlamak için bir çağrı olarak anlaşılmıştır.
Bağımsızlığı Anlamak
Egemen devletlerin oluşturduğu herhangi bir iş birliği platformu için “bağımsızlık” kavramı göreceli olarak anlaşılmalıdır. Bunun nedeni, hükümetler arası bir örgütün boşlukta sahip olabileceği bir özerklik anlayışının olmamasıdır; çünkü egemen üye devletler yetkilerini tamamen başka bir aktöre devredecek kadar temiz fikirli değildir. Wilkinson, Uluslararası İlişkiler-Çok Kısa Bir Giriş adlı kitabında, bir örgütün bağımsızlığı üzerindeki önemli kısıtlamaların, egemen üye devletlerin ortak desteğinden, ekonomik ve askeri kaynaklarından geldiğini belirtmektedir.
Devletlerarası örgütün bağımsızlığını anlamak, kuruluşun ajansları aracılığıyla kullanma yetkisine sahip olduğu bir dizi anlaşma fikrine dayanır. Afrika Birliği, kıta genelinde siyasi ve ekonomik işler de dahil olmak üzere çeşitli konularda otonomiye sahip gibi görülmektedir. Ancak birliğin, anayasal gücünü üye devletlerin daha iyi siyasi istikrar ve ekonomik büyüme elde etmelerine yardımcı olacak şekilde kullanmasındaki zayıflığı, kuruluşun kurumsal kapasitesinin yetersizliği ve ağır hareket etmesinden kaynaklanmaktadır.

Avrupa Birliği'nin Ampirik Emsali
Çağdaş bölgesel ve uluslararası politik-ekonomik işlemler, hükümetler arası örgütlerin uygunluğunu güçlü bir şekilde destekleyen sağlam ampirik emsaller üretmektedir. Avrupa Birliği, önde gelen uluslarüstü bölgesel bir örgüt olarak, kalıcı siyasi istikrar ve ekonomik büyüme elde etmek için devlet aktörlerinin meydana getirdiği oluşumdan yararlanma açısından örnek bir model sunmaktadır. Avrupa toplumu, sürekli büyüyen performansı ile AB'nin daha fazla bölgesel barış ve refah için diğer Avrupa ülkelerini de kucaklayacak şekilde genişlemeye devam etmesi gerektiğine inanmaktadır. Birliğin Brexit sürecinde yaşadığı sarsıntıya rağmen, bu durum şu anda örgütün geleceği üzerinde Büyük Britanya'nın yeniden üye olduğu ölçüde daha az etkiye sahiptir. Küresel bir veri ve iş zekâsı platformu olan Statista'ya göre, Büyük Britanya'da AB'den ayrılmanın doğru olduğunu düşünenlerin oranı %31 iken, Mayıs 2024 anketine göre Brexit'in yanlış olduğunu düşünenlerin oranı %55'tir.
2002'de Afrika Birliği Örgütü'nün (OAU) yerini alan Afrika Birliği, Avrupa Birliği'nin uygulamakta olduğu örgütsel yapıyı benimsemiştir. Böyle bir hamlenin ardındaki amaç, yeni Afrika Birliği'nin kıtayı siyasi açıdan istikrarlı ve oldukça zengin bir ekonomik bölgeye dönüştürme umudunu taşımaktadır. Önünde uzun bir yol olmasına rağmen Afrika Birliği, örgütsel bağımsızlığını güçlendirecek kaynaklara sahip olması halinde Avrupa Birliği'nin başardıklarını başarabilir.
Dünya Çapında Kuruluşlar için Artan İhtiyaç
Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplininde uluslararası örgütlerin hala geçerli olup olmadığına dair süregelen akademik tartışma, üzerinde düşünmek için şematik bir fikir vermektedir. Realizm akımına mensup akademisyenler, devlet aktörlerinin ulusal çıkarlarını en iyi şekilde gözeterek uluslararası politikaya tek taraflı olarak müdahil olmaları gerektiğini savunmaktadır. Bu ana akım görüşe karşı çıkan liberal görüşlü uluslararası ilişkiler akademisyenleri ise hem büyük hem de küçük devlet aktörlerine doğrudan katılım fırsatları sunan hükümetler arası örgütlerin güçlendirilmesi çağrısında bulunmaktadır.
Ancak sahadaki tartışmalar, örgüt kurma çabalarının artması, bunların sürdürülmesi ihtiyacı ve üye olmanın kendi kendini açıklar nitelikte olması nedeniyle önemsizdir. Uluslararası Dernekler Birliği'ne (UIA) göre İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki son birkaç on yılda hükümetler arası örgütlerin sayısı üç kat artarak şu anda 300'e ulaşmıştır.
Bu durum, Afrika Birliği'nin örgütsel varlığına, bu oluşumun bileşenlerine siyasi istikrar ve ekonomik ilerlemeler sağlamada oynaması beklenen önemli role doğrudan etki etmektedir.

Afrika Birliği'nin Daha Fazla Umut için Elde Ettiği Başarılar
Afrika Birliği artık 22 yaşında. Afrika Birliği Örgütü’nün yerini Afrika Birliği'ne bırakmasının üzerinden yirmi yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, siyasi istikrar ve kapsayıcı ekonomik büyümeye yönelik kalıcı değişimlerin, çok azı başarıya ulaşılmışsa da büyük umutlara tanık olunmuştur. Büyük umutlara zemin hazırlayan temel değişiklikler çok sayıda olmakla birlikte, AU'nun kıtanın siyasi ve ekonomik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynama olasılığının altını çizmek için kısaca iki değişikliğe vurgu yapmakta fayda vardır.
Bunlardan ilki, 2021 yılında Afrika Birliği tarafından başlatılan Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi'nin (AfCFTA) oluşumuyla ilgilidir. Ekonomik entegrasyon projesi, Pan-Afrika Ödeme ve Mutabakat Sistemi'nin (PAPPS) oluşturulması yoluyla AfCFTA üyeleri için ödeme yöntemlerini kolaylaştıracak bir finansal altyapıyı da içerecek şekilde planlanmıştır. Bu da AfCFTA'yı hem nüfus hem de coğrafi büyüklük bakımından en büyük serbest ticaret bölgesi haline getirmektedir. Dünya Bankası'na göre, 2035 yılına kadar serbest ticaret bölgesi Afrika'nın 450 milyar dolara kadar gelir elde etmesine yardımcı olabilir; bu durum ise 60 milyon Afrikalının gelirini arttırarak 30 milyon insanın aşırı yoksulluktan kurtulmasını sağlayacaktır.
Ticari faaliyetler yoluyla ekonomik entegrasyon, Afrikalıların tüm kıtayı kapsayan vize serbestisinden faydalanarak kıta genelinde serbestçe hareket etmelerini sağlayacaktır. Afrika kıtası ticaret yoluyla ne kadar çok birbirine bağlanırsa, daha az çatışma ve kalıcı siyasi istikrarı beraberinde getiren ulusun üretkenliği de o kadar yüksek olacaktır. Afrika Birliği'nin başlattığı ve yürütmekte olduğu AfCFTA projesinin başarılı bir şekilde uygulanması halinde, birliğin daha bağımsız hale gelebileceği, kalıcı siyasi istikrar ve ekonomik büyümenin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceği yönündeki umutları arttırmaktadır.
İkincisi ise Afrika Birliği’nin artan savunma kapasitesiyle ilgilidir. Avrupa Birliği'nden farklı olarak Afrika Birliği, örgütün tüzüğünde belirtilen üye ülkelere askeri müdahalede bulunma hakkına sahiptir. Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım durumlarında örgüt doğrudan ortak güçleri harekete geçirebilir ve askeri müdahalede bulunabilir. Son yıllarda örgüt, kıta genelinde barışı koruma faaliyetlerine doğrudan katılım yoluyla savunma alanında artan bağımsızlığını gösteren umut verici çabalar sergilemiştir. Orta Afrika Cumhuriyeti, Darfur, Güney Sudan, Komorlar, Sudan ve Burundi, deneyim eksikliği ve kaynak kıtlığı ile ilgili bazı sınırlamalara rağmen Afrika Birliği gücünün müdahale ettiği bazı Afrika ülkeleridir.
Ancak, AU’nun (Afrika Birliği) güvenlik aygıtını harekete geçirme ve üye devletlerin barışı yeniden tesis etmelerine yardımcı olma konusundaki bağımsızlığı meselesi şekil değiştirmiştir. Artık konu, birliğin askeri kapasitesinin daha bağımsız hale gelmesi ve gereksiz gecikmeler olmadan harekete geçmesi için etkinliği ve genişlemesiyle ilgilidir. Bu da Afrika Birliği'nin bağımsız bir şekilde kıtanın kalıcı siyasi istikrara kavuşmasında önemli bir rol oynayabileceğine dair umutları yeniden arttırmaktadır.
Kaynakça
Brexit'in doğru ya da yanlış bir karar olduğunu düşünenlerin oranı 2020-2024: https://www.statista.com/statistics/987347/brexit-opinion-poll/
Paul Wilkinson: Uluslararası İlişkiler- Çok Kısa Bir Giriş
Segun Joshua & Faith Olanrewaju- AU'nun Barış ve Güvenlik Alanındaki İlerleme ve Başarıları: https://core.ac.uk/download/pdf/154230176.pdf










Yorumlar