Afrika’nın İklim Tehlikeleri, Kolektif Dayanıklılık ve Etiyopya’nın Geniş Etkili Örneği
- Endris Mekonnen Faris

- 24 Kas
- 5 dakikada okunur

Afrika ülkeleri, dünyanın üretim yapan ekonomileri arasında listenin en altlarında yer almaktadır. Yıllık karbondioksit emisyonunda en küçük paya sahip olan kıta, bu bakımdan açık ara en az kirletici konumunda bulunmaktadır. İklim değişikliği ve bunun daha geniş bakış açısıyla dünyaya verdiği zararlar etrafında giderek yoğunlaşan tartışmalarda, Afrika’ya atfedilen klişe, kıtanın katkıda bulunduğundan orantısız biçimde zarar gördüğünü söylemektedir. İklime verilen büyük zararların yüksek ölçüde uzakta ve başlıca ileri ekonomiler tarafından yaratılmış olmasına rağmen, gerçek ve görünüşte bitmek bilmeyen sonuçlar Afrika’yı rahatsız etmeye devam etmektedir. Bu olgu, Afrika toplumunda bir süredir gündemde kalmakta ve ulusu ile liderlerini, Afrika’da derinleşen iklim tehlikelerine içeriden yanıt verecek stratejileri tartışmak ve geliştirmek için ortak bir platform oluşturmaya sevk etmektedir. 8–10 Eylül 2025 tarihlerinde Afrika’nın başkenti Addis Ababa’da düzenlenen İkinci Afrika İklim Zirvesi, krizin hafifletilmesine yönelik küresel çabaların daha geniş yelpazesinde dönüm noktası niteliğinde bir buluşmayı işaret etmektedir.
Rakamlarla Zararlar: Afrika İklim Değişikliğinden Nasıl Etkilenmiştir
Basit gözlemler, son otuz yılda iklim değişikliğinin net etkilerini ortaya koymaktadır. Son yıllarda her yıl Afrika’nın çeşitli kırılgan noktalarında meydana gelen yıkıcı tehlikeler, özellikle kronik kuraklıklar, seller ve fırtınalar şeklinde tezahür etmiş bulunmaktadır.
İklim değişikliğini inceleyen enstitüler tarafından onlarca yıl boyunca ardışık biçimde toplanan verilere dayanan raporlar, kıtanın neden olmadığı bir sürecin Afrika’ya sürekli ve kapsamlı zarar verdiğinin altını çizmektedir. 2024 yılındaki çalışmalara göre, Statista’nın kayıtlarının da gösterdiği üzere, Afrika 2010–2019 yılları arasında 1970’lere kıyasla daha şiddetli fırtına, kuraklık ve sel olayları yaşamıştır. Aynı çalışmalar, söz konusu krizin insanî maliyetinin yarım milyondan fazla Afrikalının ölümü olduğunu belirtmiştir. Afrika’nın sürüp giden iklim tehlikelerini hafifletmek için ortaya koyduğu çabaların yetersiz ve eşgüdümsüz olduğu dikkate alındığında, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 2024 tarihli raporu, 2030 yılına kadar 118 milyon Afrikalının ağır kuraklık, sel ve aşırı sıcağa maruz kalacağını göstermektedir.
Örneğin sıcaklık artışına özel bir odakla bakıldığında, Küresel Atmosferik Araştırmalar için Emisyon Veritabanı’nın (EDGAR) 2024 raporuna göre Afrika’nın küresel sera gazı emisyonlarına katkısı, Çin’in örneğin %30,01’lik devasa payına kıyasla %2 gibi önemsiz bir düzeyde kalmaktadır. Bununla birlikte, Afrika kayıtlara geçen en sıcak on yılı deneyimlemekte ve kıta 2024 yılında rekor düzeyde deniz yüzeyi sıcaklığına tanıklık etmiş bulunmaktadır.
Benzeri görülmemiş derecede yoğun ve uzun süreli yağışların yol açtığı şiddetli taşkınlar, son yıllarda yaşamları ve geçim kaynaklarını yok eden, sık sık karşılaşılan bir vak’a hâline gelmiş bulunmaktadır. 2024 yılında özellikle Kenya, Burundi ve Tanzanya’nın bulunduğu Doğu Afrika bölgesinde Mart ayından Mayıs ayına kadar yüzlerle ifade edilen can kaybı bildirilmiş ve 700.000’den fazla kişi etkilenmiştir. Bu büyük yağış olayı ayrıca Batı ve Orta Afrika bölgelerini de etkilemiş; özellikle Kamerun, Nijerya, Nijer, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yüz binlerce yurttaş yerinden olmuştur.

Afrika’nın Geleceğe Dair Senaryoları
Özellikle Afrika’daki ve genel olarak dünyadaki süregiden iklim krizi karşısında açıklanmaya değer iki temel senaryo bulunmaktadır.
Senaryolardan biri, kıtanın hâlihazırda yürütmekte olduğu takdire şayan hafifletme stratejilerinin mevcut ivmesini ilerletmeye yönelik güçlü taahhüdü dikkate alındığında, Afrika’nın adil biçimde güvence altına alabileceği daha iyi bir geleceği öne çıkarmaktadır. Afrika, son birkaç on yılda kanıtlanmış kolektif bir politika izlemiş bulunmakta ve bu çerçevede kıtasal örgüt, hem kamu sektörleri hem de sivil toplumla birlikte eşgüdüm rolünü sürdürmektedir. Afrika İklim Zirvesi (ACS2) tamamlanırken, kıtasal örgütün kararlılığı, milyarlarca dolarlık mali taahhütlerle krize çözümde kesin bir liderlik üstlenmesi yönünde sarsılmaz destek görmüştür.
Buna karşılık, dünyanın geri kalanının maruz kalmayı sürdürdüğü süregiden iklim krizi, kıtanın dayanıklılığı için esaslı bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu tablo, sera gazı emisyonlarının aslan payını üreten dünyanın diğer kısmının giderek daha az ilgili görünmesi nedeniyle, Afrika için tartışmasız biçimde sarp bir tırmanışa işaret etmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri, son birkaç yılda Trump yönetimi altında, küresel iklim krizinin hafifletilmesine yönelik çabayı büyük ölçüde sekteye uğratan bir iklim inkârı politikası benimsemiştir. Dünyanın en büyük tarihsel yayıcısının kolektif hesap verebilirlikten çekilmesi hâlinde, Afrika’nın iklim krizine karşı kırılganlığı ve maruz kalma düzeyi artmaktadır. ABD’nin iklim liderliğinin yokluğunda, uluslararası iklim sonuçlarını görmezden gelen bir anlayışın kök salması, gezegenin kötümser senaryoyu yaşamaya devam edeceğini göstermekte ve Afrika’nın yerel ölçekte sınırlı çabalarının iklim değişikliği zararlarını sınırlamada ciddi güçlüklerle karşılaşacağını işaret etmektedir.

İklim Krizine Bir Ufuk: Etiyopya’nın Yeşil Mirası
Afrika İklim Zirvesi-2 (ACS2) sırasında ev sahibi Etiyopya, 2025’ten 2035’e uzanan on yıllık bir girişimi Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı (NDC 3.0) başlığıyla açıklamıştır. Belirtilen dönemin sonunda, Afrika’nın başkenti Addis Ababa, koşullu olarak sera gazı emisyonlarında %70,3 azaltım hedefi belirlenmiş olmakla birlikte, bu hedefe erişmenin güç olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, havaya uçan birçok taahhüdün aksine, dünya 2018’den bu yana Etiyopya’nın kaydettiği dikkate değer iklim eylemi hedef ve taahhütlerine gereken önemi verirse, bu taahhüdün hayata geçirilmesi mümkün görünmektedir. Etiyopya’nın Yeşil Mirası, esasen inanmaya değer somut bir örnek teşkil etmekte ve iklim dayanıklılığının inşasına yardımcı olabilecek bir dayanak sunmaktadır.
İlk olarak, Etiyopya’nın kayda değer Yeşil Miras Girişimi (GLI) kapsamında artan ölçekte elde ettiği başarı, küresel iklim krizinin hafifletilmesi çabalarında büyük bir adımı temsil etmektedir. Rakamlar bu durumu doğrulamaktadır.
2023 yılında yayımlanan ve Etiyopya’daki Yeşil Miras’a odaklanan bilimsel bir araştırma, “ağaç dikmenin, karbon yutumu için ağaç yetiştirmenin, biyoçeşitlilik ve toprak korumanın, topluluk katılımının ve iklim eğitiminin, Etiyopya’da sağlıklı çevre üzerinde istatistiksel olarak anlamlı olumlu etkisi bulunduğu” sonucuna varmıştır. GLI portalına göre, kayıtlar Etiyopya’da Yeşil Miras Girişimi’nin başlatılmasından bu yana 32 milyardan fazla orman ağacı, tarımsal ormancılık ve süs bitkisi fidanının dikildiğini göstermektedir. Doğu Afrika’nın en kalabalık ülkesi olan Etiyopya, böylesine muazzam bir girişimi sahiplenmeye kararlı olduğunu ispat etmekte ve bu sayede ülkeyi 2030’a kadar Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni başarmaya götürecek bir güzergâh oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Başbakan Abiy Ahmed liderliğindeki Etiyopya hükûmeti, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliğine yönelik proaktif bir irade ortaya koymakta, dünya çapında öne çıkan GLI tecrübesini paylaşmakta ve benzer iklim dayanıklılığı projelerinin yaygınlaştırılmasını teşvik etmektedir.
İkinci olarak, söz konusu girişim, “Afrika’nın sorunlarına Afrika çözümleri” çerçevesinde hatırı sayılır bir yer işgal etmektedir. Bu durum, birbirini tamamlayan iki önemli hissiyatı açığa çıkarmaktadır. Bir yandan Afrikalıların, Panafrikancılık fikrinin filizlenmesini besleyecek biçimde, kendi güçlerine olan inançlarını pekiştirmeleri ve liderlerinden birinin ortaya koyduğu uygulanabilir bir çözümün kıta düzeyinde ortak bir sorunu gidermeye yardımcı olabileceğini benimsemeleri gerekmektedir. Etiyopya’daki örnek GLI programı, sonuçlarının Afrika ülkelerinin ulusal politikalarına entegre edilebileceğini ve sıkı uygulamalarla hayata geçirilebileceğini göstermiştir. Öte yandan, Afrikalıların yerel kaynakları kullanan ve dışsal ile kıt kaynaklara gereksiz bağımlılığı azaltan daha çok çözüm üretmek için el ele vererek kolektif düşünmeyi sürdürmeleri ve cesaretlendirilmeleri gerekmektedir.
Afrika’nın, iklim krizinin hafifletilmesinde anlamlı bir değişim yaratmak için kamu farkındalığını geliştirmesi ve kıtasal kapasitesini daha fazla seferber etmesi gerekmektedir. “Afrika’nın sorunlarına Afrika çözümleri” mottosu, bu türden bir sorunu dışarıya bakmadan ve meseleyi dışsallaştırmadan ele alma yönündeki önemli bir hedefe hizmet etmektedir.

Kaynakça
Climate change in Africa - statistics and facts: https://www.statista.com/topics/9715/climate-change-in-africa/#topicOverview
State of the Climate in Africa 2023: https://wmo.int/publication-series/state-of-climate-africa-2023
EDGAR - Emissions Database for Global Atmospheric Research GHG emissions of all world countries 2024 report: https://edgar.jrc.ec.europa.eu/report_2024
Climate change has doubled the world’s heatwaves: how Africa is affected: https://theconversation.com/climate-change-has-doubled-the-worlds-heatwaves-how-africa-is-affected-258594
Climate Change and the Escalation of Global Extreme Heat: Assessing and Addressing the Risks (2025): Climate Change and the Escalation of Global Extreme Heat | Climate Central
Africa can’t wait for ambitious climate action – here’s what its leaders can do now: https://www.weforum.org/stories/2024/02/africa-ambitious-climate-action-leaders-action-now/
Analysis: Which countries are historically responsible for climate change?: https://www.carbonbrief.org/analysis-which-countries-are-historically-responsible-for-climate-change/
Annual Tree Targets and Planted: https://ethio-greenlegacy.et/
Green Legacy Initiative: https://sdgs.un.org/partnerships/green-legacy-initiative
The Impact of Green Legacy on Climate Change in Ethiopia: https://ojs.bonviewpress.com/index.php/GLCE/article/view/1372










Yorumlar