top of page
  • Yazarın fotoğrafıAlioune Aboutalib Lô

Mağrip’te Siyah Karşıtı Irkçılığın Sembolü: Tunus

Kaïs Saïed'in 23 Şubat 2023 tarihinde yaptığı açıklamalar çok fazla mürekkep akmasına neden oldu. Halihazırda siyah karşıtı ırkçılığa eğilimli bir ülkede Cumhurbaşkanı, "suç planı”nın "birbirini izleyen düzensiz göç dalgaları" yoluyla "Tunus'un demografik yapısını değiştirmeyi ... onu Arap ve Müslüman toplulukların bir üyesi değil, benzersiz bir Afrika ülkesi haline getirmeyi" amaçladığını iddia etti. Ona göre, ülke genelindeki "şiddet ve suçlar" da Sahra altı göçmenlerin eseridir. Bu açıklamadan bu yana Tunus, Mağrip'te gerçek bir bela olan siyah karşıtı ırkçılığın buzdağının görünen yüzü haline geldi. Bu makalede Kaïs Saïed'in sözlerinin sonuçları ve Kuzey Afrika'da ırkçılığı sürdüren nedenler analiz edilmektedir.



Mağrip'te ırkçılık: bir olgunun genel özellikleri

"Hmar" (eşek), "Kelb" (köpek), "Assouqqi" (siyah) gibi aşağılayıcı ifadeler Arap veya Berberi terimleri haline geldi. Mağrip halkları tarafından yalnızca Sahra altı halklara atfedilen "Afrikalı" terimi bile bu Arap-Müslüman toplumunda sürdürülen ırkçı mit hakkında çok şey anlatmaktadır. Bazıları "Ben ırkçı değilim, hatta Afrikalı arkadaşlarım bile var." demektedir. "Afrikalılığın" sadece Mağrip'teki siyah Afrikalılara atıfta bulunduğu gerçeği, Mağriplilerin kendilerini Afrika kıtasından dışlamalarına sebep olan bir sorundur. Bazıları için, ülkeleri Afrika Uluslar Kupası'nda ve diğer tüm Afrika yarışmalarında oynasa ve Afrika Birliği'nin bir üyesi olsa ve örgütün kuruluş eyleminde kilit bir rol oynasa bile (Habib Bourguiba ve Tunus gibi), iddia ettikleri kimlik oldukça farklıdır: "Ben Afrikalı değilim, Mağripliyim" diyenleri bile duyabilirsiniz. Cumhurbaşkanı Kaïs Saïed'in polemik yaratan açıklamasının ardından, Tunus'u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo "Bence Mağrip'e coğrafya öğretmenleri getirmeliyiz. Kuzeyde, batıda ya da doğuda olduğumuz için Afrikalı değiliz." şeklinde espri yapmıştı. Siyah karşıtı ırkçılık Kuzey Afrika ülkelerinde sosyolojik olarak oldukça köklüdür. Nüfusun önemli bir kısmı siyah Afrikalıların bu şekilde damgalanmasına karşı mücadele etse de, gerçek şu ki Mağrip'te bu ırkçılık hala mevcut ve yetkililer tarafından yeterince mücadele edilmiyor. Kaïs Saïed'in açıklamaları en azından insanların kalbinden geçenleri daha fazla ortaya çıkarmış ve bu belayı vurgulama erdemini göstermiştir.


Başkan Kaïs Saïed'in sözlerinin sonuçları

Kaïs Saïed'in açıkça göçmen ve ırkçılık karşıtı konuşması bir itiraf niteliğindedir. Siyahların halihazırda kurumsallaşmış damgalama ve saldırganlığın kurbanı olduğu bir ülkede, genellikle "evine git" gibi mesajlarla, başkan bu konuşmanın nelere yol açabileceğinin zaten farkındaydı. Başkan'ın sözlerini takip eden günlerde birçok Afrikalı, Başkan'ın sözlerinden güç alan ve siyahlara karşı eylemlerinin cezasız kalacağını bilen çılgın ırkçılar tarafından tutuklanma veya saldırıya uğrama korkusuyla evlerinden çıkamadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından toplanan tanıklıklarda, Afrikalıların çektiği çile aşikar haldeydi.



- "20 yaşındaki Malili bir uluslararası ticaret öğrencisi Eylül 2020'den beri Tunus'ta bulunuyor. 1 Mart'ta Tunus'un merkezindeki stajının ilk gününden evine dönerken, bir adam bir jilet çıkardı ve onu kesmeye çalıştı, ırkçı hakaretler savurdu ve ona "kendi" ülkesine dönmesini söyledi. Öğrenci kendini savunmaya çalışmış ama yine de boynunda ve göğsünde kesikler oluşmuş. Saldırıyı bildirmek için okulunun dekanıyla -ki kendisi tercümanlık yapıyordu- birlikte polis karakoluna gitti. Polisin kendisine ne olduğunu sorduğunu, konuyla ilgili hiçbir bilgi içermeyen Arapça bir rapor verdiğini ve hastaneye gitmesini söylediğini anlattı. 21 Şubat ve 1 Mart tarihleri arasında kendini güvende hissetmediği için sadece bir kez ufak işlerini yapmak üzere yurttan ayrılmış."


- "5 aylık ikizleri olan Fildişili bir anne 2017'den beri Tunus'ta bulunuyor ve geçerli bir oturma iznine sahip. Şubat ayında başkentin kuzeyindeki Sidi Amor bölgesinde bir güzellik salonu açmış. Salonu kendisine kiralayan işyeri sahibinin daha sonra polisin "siyahlar işyeri sahibi olamaz" dediğini söyleyerek anlaşmadan vazgeçtiğini anlattı. Ertesi sabah, 24 Şubat'ta, salon sahibini altı adamla birlikte salonda baltayla ekipman ve mobilyaları tahrip ederken buldu. 25 Şubat'ta ev sahibi onu Raoued'deki dairesinden tahliye ederek "ülkesine geri dönmesini" söyledi. O ve çocukları o zamandan beri barınmak için arkadaşlarına güveniyor ve korkudan mümkün olduğunca içeride kalıyorlar. Ayrıca marketlerde ayrımcılığa maruz kaldığını, kasaya geldiğinde esnafın pirinç gibi temel ürünlerin fiyatlarını keyfi olarak yükselttiğini anlattı."

Birçok Tunuslu insan hakları örgütü Tunus Cumhurbaşkanı'nın sözlerini kınadı. Hatta Tunus'taki 24,000 Sahra altı göçmene yönelik saldırı ve ihlallere karşı protesto gösterileri düzenlendi. Hükümet ve Cumhurbaşkanı Kaïs Saïed, durumu sakinleştirmek için bir dizi reformun ana hatlarını çizen bir açıklamayla durumu düzeltmeye çalışsa da, hasar çoktan verildi ve devam ediyor. Hükümet saldırılarla ilgili olarak sadece bir kişinin tutuklandığını açıkladı ki bu da ırkçıları caydırmadı. Tunus artık Kuzey Afrika'da ırkçılığın sembolü haline geldi.


Mağrip'te ırkçılık karşıtlığını sürdüren faktörler

Çeşitli faktörler Mağrip'te ırkçılığı zaman içinde sürdürmüş ve hatta güçlendirmiştir. İlk olarak, tarihsel faktör söz konusudur. Siyah köle ticareti yedinci yüzyılda Arap köle tüccarları ile başlamıştır. Bu ticaret Araplar için değişmesi için hiçbir sebep olmayan sosyolojik bir algının temeli haline gelmiştir. Bir de tarihsel faktörün bir sonucu olan siyasi faktörler önem arz etmektedir. Örneğin Tunus'ta siyahların damgalanmasını bastırmayı amaçlayan siyasi reformlara rağmen, bu olgu sıkı bir kanun uygulamasının yokluğunda kalmıştır. Bugün pek çok Mağripli, siyahlara yönelik bu ırksal üstünlük kompleksinden kurtulmakta zorlanmaktadır. Kendilerini Afrika'dan dışlamalarının temelinde de bu yatmaktadır. Onlar için "Afrika" yalnızca "Siyah", "köle" anlamına gelmektedir ve bu nedenle onların kıtası olamayacaktır. Marmara Üniversitesi'nde Tunuslu bir öğrenci olan Sywar Ayachi, Tunus'taki siyah karşıtı ırkçılığın nedenlerini ve tezahürlerini uzun bir tanıklıkla açıkladı.


"Tunus, dünyada köleliğin kaldırılmasında öncü olarak kabul edilmesine ve Ahmed Bey döneminde 1846 yılında bir nizamname yayınlayarak köleliği kaldıran ilk İslam ve Arap ülkesi olmasına rağmen, ırkçılık hala devam etmektedir. Siyahları hala köle olarak gören insanlar tanıyorum, hatta onları siyah anlamına gelen "Wsif", "Matouk" ve "Atik" gibi aşağılayıcı terimlerle çağırıyorlar, bu da "daha önce köleydi ve azat edildi" anlamına geliyor. Tunus'ta siyahsanız, bu kelimeleri hem şaka olarak hem de doğrudan ırkçılık eylemi olarak her gün duyarsınız. Bunun sebebinin Tunus'ta köleliğin tarihi olduğuna inanıyorum ve bu tarih hala Tunuslular tarafından anlatılıyor.


"Bir çocuğu korkutmak istiyorlarsa, tanıdıkları siyahi bir kişinin adını kullanırlar."

“Size kendi çevremden bir örnek vereyim. Tunus'un güneyinde, özellikle de güneydoğu (Gabes, Medenine, Tataouine) ve güneybatı (Tozeur, Kebili) vilayetlerinde siyahların çoğunlukta olduğu bir bölgeden geliyorum. İlkokulda öğretmenim siyahtı ve şaşırtıcı bir şekilde aynı soyadını paylaşıyorduk. Sınıf arkadaşlarıma öğretmenimizin ailemin bir üyesi olduğunu gösterirdim, ancak büyükbabam bana öğretmenimin atalarının ailemizde köle olduğunu ve serbest bırakıldıklarında bizim soyadımızı aldıklarını anlatan farklı bir hikaye anlattı. Sahiplerinin soyadını almayanlara da siyah anlamına gelen "Chouchen" ve köle anlamına gelen "Matouk" ve "Atik" soyadları verilmiş.”


"Buna ek olarak, pek çok kişi hala beyazların üstünlüğüne inanıyor, çünkü siyahların şiddet ve nefretle anıldığı gibi modası geçmiş inanışlara bel bağlıyorlar ki ben bunu Tunusluların günlük şakalarında görüyorum. Örneğin bir çocuğu korkutmak istediklerinde tanıdıkları bir siyahın adını kullanıyorlar. Ayrıca kızlarının siyah bir adamla evli olmasıyla ilgili şakalar yapıyorlar ki bu maalesef burada gerçekten aşağılayıcı bir anlam taşıyor. Tüm bu davranışların ırkçı Tunuslu kişiliğinin oluşmasına katkıda bulunduğuna ve ırkçı davranışların temel nedeni olduğuna inanıyorum. Bu durum, siyahların üst düzey mesleklerden ve işlerden dışlanmasına ve modern devlet tarihinde, siyah bir siyasetçi olan Kamal Dagich'in Spor ve Gençlik Bakanı olarak görev yaptığı 2020 yılına kadar resmi sahnede yer almamalarına katkıda bulunmuştur."


Referanslar

Human Rights Watch. “Tunisie : La violence raciste cible les migrants et réfugiés noirs,” March 10, 2023. https://www.hrw.org/fr/news/2023/03/10/tunisie-la-violence-raciste-cible-les-migrants-et-refugies-noirs.

TV5MONDE. “Tunisie : propos racistes et théorie du grand remplacement, Kaïs Saïed accable les migrants subsahariens,” February 25, 2023. https://information.tv5monde.com/afrique/tunisie-propos-racistes-et-theorie-du-grand-remplacement-kais-saied-accable-les-migrants



30 görüntüleme

Comments


bottom of page